“Nazar-ı nübüvvet ve tevhit ve iman; vahdete, âhirete, uluhiyete baktığı için, hakikatleri ona göre görür. Ehl-i felsefe ve hikmetin nazarı; kesrete, esbaba, tabiata bakar, ona göre görür.” (Sözler)
“Şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan, hiç bir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin?”diyen Bediüzzaman, iki bakış arasındaki farkı ortaya koyuyor.
İnsan, önce enfüsî dairede ve kendinde olan İlâhi sanatlara bakarak derinden derine tefekkür etmeli, sonra âfâki ve dış âlemdeki varlıklara bakarak, Allah’ı bilmek ve tanımak ilminde terakki etmelidir.
Bütün peygamberler ümmetlerinin nazarlarını ebedi saadete ve Cennete çevirmiş ve orayı kazanmaya teşvik etmiştir. Bunun dışında kalan ve bütün nazarını dünyaya çevirip, dünya hayatından başka insanı bekleyen bir hayat yokmuş gibi davrananlar, ancak kendi âhiretlerini yakarlar. Allah, herkesi bu durumdan muhafaza etsin.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)