Siyaset

MÜSLÜMAN TÜRKİYE’YE SONRA NE OLDU?

Bin yıldır İslâm’ın bayraktarlığını yapan ve Kur’an’ın elinde elmas bir kılıç olan asil bir milletin evlat ve torunlarının mekân tuttuğu Anadolu toprakları, camileri ve türbeleri, minareleri ve kubbeleriyle elbette Müslüman Türkiye kimliğini ispatlarken, devlet kimliğinin de ona uygun olması gerekirdi ve öyle oldu.

Ancak, anayasanın 2. maddesine konulan “Bu devletin dini, din-i İslâm’dır.”kaydı 1928 yılında kaldırıldı. Tam dokuz yıl o madde boş bırakıldı. Nihayet 1937 yılında , CHP’nin altı okundan biri olan lâiklik ilkesi, 2. madde yerine ikame edildi. Böylece devlet lâik bir cumhuriyete dönüştürüldü. Ve 1982 anayasasının hükmüyle değiştirilmesi teklif bile edilemez denilerek sabitleştirildi.

Başta kurulurken bir İslâm cumhuriyeti olarak teşkil edilen Türkiye Cumhuriyeti, lâiklik ilkesini benimsedikten  sonra, Devlet olarak İslâm kimliğinden sıyrıldı mı? Hayır, kat’iyen ve asla! Zira, Diyanet İşleri Başkanlığını bünyesinde barındıran, din hizmetlerini devletin denetim ve gözetimi altına alan, okullarda din derslerini mecburi kılan, İmam-Hatip ve İlahiyat fakültelerinin müfredatını bizzat kendisi hazırlayan ve vatandaşlarının zekat, fitre ve kurban derilerine kadar kanuni mevzuatla müdahale eden bir devlet lâik olur mu?

Evet, bin yıldan beri inançları, ibadetleri, gelenek ve görenekleri, örf ve âdetleriyle İslâm kimliğini benliğine mal eden ve ruhunun tâ derinliklerine kadar sindiren bir milletin, inşa ettiği devlet şeklen ve ismen lâik olsa bile, hakikatte İslâm kimliği taşa kazınan yazı gibi, devletin alnına yazıldığı ve silinmesi mümkün olmadığı görülür.

Evet, milletiyle ve devletiyle bu ülke Müslümandır ve ebediyete kadar Müslümanlığını koruyacaktır. Ve bu gerçek bizim için şeref vesilesi olacaktır. Aksini yapmaya çalışanlar varsa beyhude bir gayret içindedirler.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap