23 Temmuz 1908 yılında ilan edilen 2. Meşrutiyetten sonra, bu yönetim biçimini anlayamayan ve onu şeriata muhalif telakki eden bir kısım dindarlar tarafından, ortalığın toza dumana karıştığı, çoğu kimselerin önüne gelene kâfir ve münafık damgasını vurduğu, bilhassa hürriyet ve meşrutiyet taraftarı olan Jön Türklere mason damgası vurularak hücum edildiği bir sırada; her zaman ve zeminde asayiş ve emniyet taraftarı olan Bediüzzaman, isabetli tahlil ve yorumlarıyla ortalığı yatıştırmaya çalışmış ve toplumun huzuru için büyük hizmetlerde bulunmuştur.
Doğu vilayetlerini dolaştığı zaman sorulan sorulara ikna edici cevaplar vermiştir. Onlardan birisi: “Sual: Eskiden beri işitiyoruz ki, bazı Jön Türkler masondurlar, dine zarar veriyorlar.” “Cevap: İstibdat kendini ibka etmek için şu telkinatı yapmıştır. Bazı lâubalilik dahi şu vehme kuvvet veriyor. Fakat, emin olunuz ki, onların masonluğa girmeyen kısmının maksatları dine zarar değildir, belki milletin selametini temin etmektir. Fakat, bazıları dine lâyık olmayan barid taassuba müfritâne ilişiyorlar. Demek, hürriyete ve meşrutiyete hizmetleri sebakat eden veyahut kabul eyleyenleri Jön Türk tesmiye ediyorsunuz. İşte, onların bir kısmı İslâmiyet fedaileridir, bir kısmı da selamet-i millet fedaileridir. Onların ukde-i hayatiyelerini (hayat düğümlerini) teşkil eden, mason olmayan ekseri, ittihat ve terakkidir. Ve sizin şu aşairiniz kadar ülema ve meşayih (alimler ve şeyhler), Jön Türkler meyanında mevcuttur. Vakıa onlarda bir kısım edepsiz, çok sefih masonlar bulunur, lakin yüzde ondur, yüzde doksanı sizin gibi mutekit müslimlerdir. Vel hükmü lil ekser.” (Münâzarât s. 80)
Büyük ekseriyeti hürriyetçi ve demokrat olan bu muazzam kitlenin ilan ettikleri ve Kanun-u Esasi tabir ettikleri anayasa yüzünden; dinde hassas ve aklî muhakemede noksan bir kısım radikal dindarlar tarafından şiddetli muhalefet edilmiş, hatta ifrat edilerek dinden çıktıkları ifade edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde cumhuriyete çamuriyet ve demokrasiye küfür rejimi diyen bu radikal kesimler, zamanla Bediüzzaman’ın bu tarzdaki irşatları sayesinde bir hayli itidale geldiler. “Biz de cumhuriyetçiyiz, biz de demokrasiyi istiyoruz.”demeye başladılar. Bu da bir gelişmedir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)