(Dünden devam)
İnsana verilen merhamet duygusu, İlâhi merhametin bir cilvesi ve yansımasıdır. Elbette, Allah’ın merhametinden daha fazla merhamet etmemek ve Allah Resulünün (asm) şefkatinden daha ileri geçmemek gerekir. Aksi takdirde, O merhamet, merhamet değildir. Dengesini kaybetmiş ve ölçüyü kaçırmış çarpık bir duygudur.
Kâfirlerin ve münafıkların cehennemde ebedi olarak kalmalarını ve yanmalarını merhamet duygusuna sığıştırmamak ve zorlama tevil ve yorumlar yapmak, Kur’an-ı Kerim’in ve bütün semâvi dinlerin önemli bir kısmını inkâr etmek anlamına gelir. Aynı zamanda büyük bir merhametsizlik ve zulüm etme durumu da vardır. Çünkü, Bediüzzaman Hazretlerinin verdiği misalde olduğu gibi: ” Masum hayvanları parçalayan canavarları himaye ederek şefkat etmek, o biçare hayvanlara şedit bir zulüm ve vahşi bir vicdansızlıktır.”
Bahsi geçen hakikate binaen, milyonlarca Müslümanın ebedi hayatlarını mahveden ve büyük günahlara sokan ve bunu sistemli bir tarzda yapan insanlara taraftar olmak, merhamet ederek azaptan ve cehennemden kurtulmalarına dua etmek, elbette o dua, o mazlum ehl-i imana çok çirkin bir merhametsizlik ve vicdansızca bir zulümdür. Zira, inkâr, dalâlet ve münafıklık, kâinata büyük bir hakaret ve bütün varlıklara büyük bir zulümdür. Böyle bir durum, rahmetin kalkmasına ve belâların gelmesine bir vesiledir. Bu yüzden, kâfirlerin ve münafıkların azap çekmelerine acıyıp merhamet eden insanlar, şefkate lâyık hadsiz masumlara acımıyor ve merhamet etmiyor demektir.
Bir cemaate ve topluluğa dahil olanın, o cemaatin nizamını ve düzenini bozmaması esaslı bir prensiptir. O nizamın daha da kuvvetlenmesine ve kökleşmesine çalışmak bir zorunluluktur. Aksine hareket edenlerin menfi durumlara düşmesine acımak ve o durumdan kurtulmasına gayret etmek de bir vazifedir. Çünkü, Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle: “Asıl hüner, kardeşini fena gördüğü zaman onu terk etmek değil, daha şiddetli bir muhabbetle kurtulmasına çalışmaktır.” Ancak, her şeye rağmen hatada ısrar ediliyorsa, o safhadan sonra gösterilecek merhamet de merhamet değildir. Zira, o takdirde diğer cemaat fertlerine merhamet edilmiyor demektir.
Evet, her şeyde denge ve ölçü çok önemli olduğu gibi, duygularımızda da ölçülü olmak ve dengeyi korumak vazgeçilmez bir hayat prensibimiz olmalıdır.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0