İslâm deccalı Süfyan’ın bid’akâr rejiminin tahribini tamirle vazifeli olan Hazret-i Mehdi ve temsil ettiği cemaatinin şahs-ı manevisinin, Allah’ı inkâr cereyanına karşı, Hristiyanların dindar ruhanileriyle iş birliği ve ittifakları söz konusudur ve bir mecburiyetin sonucudur. Zira “Deccalın teşkil ettiği maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı manevisini öldürebilecek ve inkâr-ı Uluhiyet olan fikr-i küfrisini mahvedecek ancak İsevî ruhanileridir ki; o ruhaniler, din-i İsevinin hakikatını hakikat-ı İslâmiye ile mezcederek,  o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek. Hatta ‘ Hz. İsa (as) gelir, Hz. Mehdi’ye namazda iktida eder, tâbi olur.’diye rivayeti bu ittifaka ve hakikat-ı Kur’aniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder.” (Şualar s. 507)

Ehl-i Sünnet âlimlerinin, Şiilerin inandığı İmam-ı Muntazır (beklenen imam) akidesi bâtıldır demelerini ve az bir kısım Hanefi ulemasının “Mehdi yok, yalnız İsa var.”fikirlerini delil göstererek, Mehdi mânâsında şüpheye düşmek hatadır. Çünkü Bediüzzaman ” Her asırda Mehdi mânâsına ümmetin fıtri bir ihtiyacına binaen beklemişler. Ve bir kaç vecihde rivayetlerin delâletiyle bir kaç Mehdi, belki her asırda bir nevi Mehdi sâdât-ı ehl-i beytten geleceği ümmetçe kabul edilmiş.”der. (Şualar s. 363)

Evet, Hz. İsa (as) ve Mehdi, iki müttehit ve müttefik iki vazifeli zattır. Biri büyük deccal komünizmle, diğeri Süfyanizm’le fikren mücadele veren ve onların tahribatlarını tamir edecek olan iki cereyandır. Fakat, Hazret-i İsa (as) peygamber olarak değil, başka sıfat ve ünvanla iş görecektir.

“Hazret-i Mehdi’nin cemiyet-i nuraniyesi, Süfyan komitesinin rejim-i bid’akârânesini tamir edecek, Sünnet-i Seniyeyi ihya edecek; yâni âlem-i İslâmiyette Risalet-i Ahmediyeyi (asm) inkâr niyetiyle, Şeriat-ı Ahmediyeyi tahribe çalışan Süfyan komitesi, Hazret-i Mehdi cemiyetinin mucizekâr manevi kılıcıyla öldürülecek ve dağıtılacak.” Bediüzzaman’ın 15. Mektupta yaptığı bu izahlar çok şeyleri açıklıyor.

“Hem âlem-i insaniyette inkâr-ı Uluhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesât-ı beşeriyeyi zirüzeber eden deccal komitesini, Hz. İsa’nın din-i hakikisini, İslâmiyetin hakikatiyle birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaati altında ve ‘Müslüman İsevîleri’ ünvanına lâyık bir cemiyet, o deccal komitesini, Hz. İsa’nın (as) riyaseti altında öldürecek, dağıtacak; beşeri inkâr-ı Uluhiyetten kurtaracak.” (Mektubat s. 426) Bediüzzaman’ın bu izahları, komünizmin çökmesi ve onun bekçiliğini yapan Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla, bu mücadelenin yapıldığını, İslâm ve  Hristiyanlık adına netice alındığını gösteriyor. Ancak, iman ve inkâr mücadelesi muhtelif şekillerde yine kıyamete kadar devam edip gider.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)