Bu dünya hayatında nice insanlar vardır, yapmadıkları işlerden dolayı  kaderin garip bir cilvesidir ki zulme uğrarlar. Gerçi, zalim olmaktansa mazlum olmak hem dünya hem de âhiret hayatı bakımından daha iyidir.

Bir vakit bir medrese hocası küçük bir talebesine testiyi verir ve bunu çeşmeden doldur getir der. Çocuk testiyi doldururken bir atlı gelir ve tekmeyi vurur, çocuk bir tarafa, testi bir tarafa yuvarlanır. Ağlayarak hocasına gelip durumu anlatır. Hocası “Sen ona bir şey söyledin mi?” diye sorar. Bir şey söyleyemeden geldiğini  beyan edince “Hemen acele git ve o adama hakaret et!”der. Çocuk çeşme başına gider fakat atın şahlanarak adamı düşürdüğünü ve ayakları altında ezerek öldürdüğünü görür. Hocasına tekrar döner ve durumu arz eder. Hocası “Eğer bir şeyler söyleseydin bu kadar acele cezasını görmeyecekti. Yaptığı haksızlık zulüm hükmüne geçtiği için, Allah hemen cezasını verdi.”der.

Bahsi geçen olay açısından bakıldığı zaman bazı şeyler gayretullaha dokunmaktadır. Bu yüzden zulmün karşılığını çoğu zaman âhirete bırakmadan, bu dünyada cezasını vermektedir. Bundan dolayı ecdadımız “Alma mazlumun âhını, çıkar aheste aheste.” demişlerdir. “Mazlumun âhı, Arşa kadar çıkar.”denilmesi de başka bir hakikattir. Mazlumun bedduasından korkmalı ve Allah’a sığınmalıdır. Zira, Allah o nevi duaları reddetmez.

Anne bedduası tutmaz, çünkü süt korur derler. Fakat baba bedduası çok dehşetlidir. Çünkü, ruhunun çok derinliklerinden gelen kahırlı bir beddua ile Allah’a şikâyet eder ki, öyle isyankâr çocuklar bir daha iflah olmaz. Dünyası da, âhireti de berbat olur. Onun için, baba bedduası yerine, onun duasını alacak işler yapılmalıdır. Baba duası alan evlâtların da sırtı yere gelmez.

Toplum hayatında bazı insanların kendisiyle alâkası olmayan işlerden dolayı da zulümler olur. Kendisinin bilgisi ve iradesi dışında gelişen ve suçu ona yıkılan olaylar karşısında sabretmelidir. Vakti gelince Allah’ın yardımıyla gerçekler ortaya çıktığı zaman her şey yoluna girer ve adalet yerini bulur. O zaman da, bütünüyle hamd ve şükrünü Allah’a arz etmelidir. Çünkü, sebepler bir bahanedir, asıl neticeyi yaratan ise Allah’dır. Zalimin zulmü er geç kendisini vurur. Mazlum ise, ya başka hatasının keffaretini öder ya da manevi terakkisinin mükâfatını alır. Ya bu dünyada ya da âhiret âleminde. Yani her iki halde de mazlum kârdadır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Views: 0