Bu zamanda maddi cihaddan Kur’an men ettiği cihetle, özellikle dahilde manevi cihad ilim ve fikirle yapılacaktır. Ancak, nefis bu hizmetler içinde bir sürü bahaneler ileri sürerek, hizmetten geri bıraktırmaktadır.
Meselâ; akşam Risale-i Nur derslerine gidileceği zaman, nefis bahane aramaya başlar. Küçük bir şey bulduğunda “Nasıl olsa diğer kardeşler gitmişlerdir. Bir kişi eksik olsa ne fark eder? Zaten manevi şirketimiz de çalışıyor. Oradan gelecek ortak sevap bana yeter.”der, Bektaşilik eder. Bir kaç kişi aynı şekilde düşündüğü zaman, bir avuç cemaatle ders yapılır. Halbuki, ders meclisleri ehl-i dalâlete karşı manevi cihadın yapıldığı meydan muharebeleridir. Onun için kimse küçük bahanelerle siperini terk etmemelidir.
Keza; matbuat ve gazete lisanıyla yapılan hizmetler başlı başına önemli bir değere sahiptir. Zira, Bediüzzaman “Bu zamanda Nurlarla hizmet-i imaniye her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur.”diyor. Bir mektubunda da “Matbuat lisanıyla tezahüre başlamak zamanı geldi, zannederim.”demektedir. Bu açıdan bakıldığında, neşriyat hizmetlerine hakkıyla sahip çıkmak gerekmektedir. Hiç bir mazeret bu noktada bizi bu tür hizmetlerden geri bırakmamalıdır.
Bu zamanda cihad farz-ı ayn hükmünde olduğundan, Nurları devamlı okumak, derslere katılmak, yeni insanları Nurlarla tanıştırmak ve neşriyat hizmetlerini sahiplenmek gibi faaliyetler, hep bu manevi cihadın şubeleri gibidir. Bu hizmet vasıtalarının her birisinin kendi makamında üstünlüğü vardır. Hiç biri diğerinden önemsiz değildir. Bu dengeyi muhafaza etmek lâzımdır.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)