Müşterek bir dâvâ etrafında hizmet veren insanların arasını bilerek açmak ve karışıklık çıkmasına sebep olmak günahların en büyüklerindendir. Çünkü, bu davranış su-i zanna ve ortak kuvveti zayıflatarak şevk ve gayret ateşinin sönmesine ve kudsî hizmetin neticesiz kalmasına sebep olur.
Böyle durumlarda en iyi çâre, hüsn-ü zannı esas almak, yanlış anlamaların önüne geçmek için tahkik etmek ve tarafların yüzleşmelerini temin etmektir. Bu yapıldığı zaman, ortada ceviz kabuğunu değil, incir çekirdeğini bile dolduracak bir şeyin olmadığı görülecektir.
“Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşırlar.”ata sözü dikkate alınmalıdır. Bununla beraber, dil yüzünden çıkan olaylar, dile hâkim olmak suretiyle önceden önlenebilir.
Zübeyir Ağabeyin “Düşün söyle! Evvel düşün, sonra söyle! Düşün, düşün; ne düşündüğünü de düşün! Muhakemesiz sözler, yıkıcı ve dağıtıcıdırlar.”tespiti ne kadar yerindedir!
Yanlış anlamalara sebebiyet veren sözler yüzünden meydana gelen sıkıntılı haller, aile hayatından en geniş dairelere kadar olumsuz tesirini gösterebilir.
Farklı iklimlerin, farklı gelenek ve göreneklerin sahibi olan arkadaş ve kardeşler arasında basit şeyler yüzünden sıkıntılar çıktığı zaman, araya girip sıkıntılar çözümlenmelidir. Aile içinde olsa, karşılıklı oturup mutlaka konuşulmalıdır. Cemaat bünyesinde olsa, tecrübeli büyüklerin nezaretinde sıkıntılar konuşularak halledilmelidir. Üstünü örtmekle hiç bir mesele halledilmez. Konuşa konuşa, yanlış anlama veya anlaşılmaların ortadan kalktığı ve bir çok problemin halledildiği görülecektir. Yeter ki, hüsn- ü zan ve iyi niyet esas olsun.
asyanur.info samicebeci.net