“Ben göklere ve yere sığmadım ancak mümin kulumun kalbine sığdım.” kudsi hadisi ile Cenab-ı Hak, bütün kâinata tecelli eden Esma- i Hüsnası ve kudsi sıfatlarıyla insana ve onun kalbine tecelli ettiğini haber vermektedir.

Maddi ve manevi cepheleriyle insan, kâinatın küçük bir örneği ve o muazzam kitabın bir fihristidir. Nasıl ki bir ağaç meyvesinde, bir kitap fihristinde, Kur’an-ı Kerim Fatiha Suresinde özet yapılmışsa, kâinat da insanda hülâsa edilmiştir. Bediüzzaman Hazretlerinin tespitiyle: “Nasıl ki insanın unsurları kâinatın unsurlarından (elementlerinden), kemikleri taş ve kayalarından, saçları nebat ve ağaçlarından, bedeninde cereyan eden kan ve gözünden, kulağından, burnundan ve ağzından akan ayrı ayrı suları, arzın çeşmelerinden ve madeni sularından haber veriyorlar, delâlet edip onlara işaret ediyorlar. Aynen öyle de; insanın ruhu âlem-i ervahtan, hafızaları Levh-i Mahfuzdan, kuvve-i hayaliyeleri âlem-i misalden ve hâkeza her bir cihazı bir âlemden haber veriyorlar ve onların vücutlarına kat’i şehadet ederler.” (Lem’alar s. 535)

İnsanın organları ve cihazları içinde özellikle kalbi, binler âlemlerin manevi bir haritası gibidir. Kâinatın had ve hesaba gelmeyen hakikatlerinin mazharı ve çekirdeğidir. İşte bu kabiliyette  yaratılan kalp, şiddet-i zuhurundan gizlenen ve azamet-i kibriyasından görünmez hale gelen Yüce Yaratıcıyı bulmak, Âlemlerin Rabbini tanımak ve Allah’a iman ile ibadet etmekle mükellef kılınmıştır.

Her ne kadar Allah’ı bize tarif eden kâinat kitabı, Kur’an-ı Kerim, Resul-ü Ekrem (asm) ve insandaki vicdan denilen dört büyük delil varsa da, yine Bediüzzaman’ın ifadesiyle. “Marifetullahın ve Allah’ı bilmenin şahitleri üç çeşittir”: (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0