(Dünden devam)

9. Cumhurbaşkanı merhum Demirel devamla: “Asırlar süren bir hak ve hukuk mücadelesinden sonra, insanlığın ulaştığı Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile, Hazret-i Peygamberin (asm) Veda Hutbesi arasında büyük bir benzerlik vardır. Oradaki hak anlayışına, insanlık bu gün dahi erişebilmiş değildir.

O hutbesinde ‘Benden kimin alacağı varsa, işte malım gelsin alsın. Kimin sırtına vurmuşsam, işte sırtım gelsin vursun.’ demiştir. İnsan hakları açısından ve tam adalet noktasından bundan daha veciz bir söz söylenememiştir. Bin dört yüz senelik insanlık tarihinde, böylesine bir hak ve adalet anlayışına, ne İslâm dünyasında ve ne de Batı toplumlarında bir emsal görülmemiştir.

Uzun tecrübeler sonucunda insanlığın ulaştığı demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, hâlâ Asr-ı Saadette ortaya konan hak, hürriyet, eşitlik ve adalet anlayışına ulaşamamıştır. Bununla beraber, ulaşılan hak ve hürriyetleri ve demokrasi olarak tarif edilen değerler manzumesini  de küçümsememek lâzımdır. İnsanlık, deneme yanılma yoluyla, Cenâb-ı Hakkın Asr-ı Saadette sahabelerle yaşattığı gerçek demokrasi kavramına hızla yaklaşıyor. Zira, mânâ itibariyle hakiki demokrasi, örnek olarak orada görülüyor.

Demokrasi Herkesin istediği işi tutabilmesi, istediği yere gidebilmesi, istediği sözü söyleyebilmesi, istediği inanca sahip olabilmesi, istediği şekilde ibadet edebilmesi, maddi ve manevi bütün cepheleriyle hür olabilmesi, hak arama yollarının sonuna kadar açık olması ve tam bir emniyet ve güven içinde yaşanmasıdır.

Keza demokrasi, millet iradesinin kayıtsız şartsız hâkim olması, yönetenlerin yönetilenler tarafından belirlenmesidir. Yani, ülkeye ve insanlarına yön vermek hakkının ve gücünün kişilere değil, millete ait olduğunun ifadesidir. İdare eden konumundaki iktidarların, herkesin uymakla yükümlü olduğu kaidelere dayanarak kansız, kavgasız, hilesiz ve kinsiz, halkın hür iradesi ve seçimiyle getirilip götürülmesidir.

Keza demokrasi, ülkenin güvenlik güçlerinin ve silahlı kuvvetlerinin sivil idarenin emrinde olduğu rejimin adıdır. Şayet ülkenin idaresi, gerek doğrudan, gerekse dolaylı yoldan silahlı kuvvetlerin emrinde yönetiliyorsa, orada demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.”

Merhum Demirel’in özet ifadelerle izahını yaptığı tarifler çerçevesinde bakıldığı zaman, içinde demokrasisi olmayan bir cumhuriyet rejimi, cumhuriyet değildir. Adı cumhuriyet, mânâsı mutlak bir baskı, istibdat ve zulüm olduğu anlaşılıyor. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)