İslâm tarihi boyunca ilk ırkçılık belâsını ortaya atan ve Müslümanların arasında karışıklığa sebep olan kişi Abdullah bin Sebe’dir. Yemenli bir Yahudi olan Abdullah bin Sebe, Tevrat ve İncil ile Kur’an-ı Kerim’i harmanlayarak, kendine mahsus çok bozuk fikirler ortaya atmış ve bu fikirlerini, Hicaz bölgesinde yayamadığı için Basra, Kufe ve Şam taraflarında yaymış, daha sonra ise, Hazret-i Osman’ın halifeliği dönemindeki bazı icraatlarına muhalefet eden Mısır’a yerleşerek halk arasında ciddi taraftar bulmuştur.
Habeşli siyah bir kadından doğma olduğu için, kendisine siyah kadının oğlu anlamında ibn-i Sevda adı da verilen Abdullah bin Sebe, Hazret-i Osman’ın (r.a.) halifeliğinin son döneminde, Mısır’dan getirdiği adamları ve Basra, Kufe ve Şam’dan katılan altı yüz veya bin kadar taraftarları ile Medine’yi kuşatmış, halifeliği bırakması için Hazret-i Osman’a (r.a.) baskı yapmış, bırakmadığı takdirde kendisini öldüreceklerini söylemişlerdir.
Hazret-i Osman (r.a.), Peygamber Efendimizin (asm) haber vermesiyle şehit edileceğini biliyordu. Hazret-i Osman (r.a.) yapılan teklifi kabul etmeyince, evinin etrafını kuşatmışlar ve on gün boyunca ona su bile verilmesine izin vermemişlerdir. Evini korumaya çalışan genç sahabeleri de etkisizleştirerek, evinin kapısını yakarak içeri girmişler ve hanımını da yaralayarak Hazret-i Osman’ı (r.a.) şehit etmişlerdir.
Bu isyancılar Hazret-i Ali’ye (r.a.) halife olmasını teklif ettiler ve kabul etmediği takdirde kendisini de öldüreceklerini söylediler. Abdullah bin Sebe’nin yaptığı planlar gerçekleşiyordu. Hazret-i Ali (r.a.), çok daha kalabalıklaşan bu isyancılar sürüsünün teklifini, daha fazla kan dökülmemesi için kabul etti ve Medine halkı da ona biat ettiler.
Ancak Abdullah bin Sebe durmuyordu ve sürekli fitne tohumları ekiyordu. Hazret-i Ali’nin de teşkil ettiği orduya dahil olan Abdullah bin Sebe taraftarları, daha sonra meydana gelecek fitnelerin de baş aktörleri olacaktı. Hazret-i Osman’ın (r.a.) katillerini bulup kısas yaparak cezalandırılmasını isteyen Şam valisi Hazret-i Muaviye (r.a.) beklemeye başladı. Hazret-i Ali (r.a.) “Bunlar çok kalabalıklar ve katili içlerinde saklıyorlar. Bunlarla başa çıkmak çok zor. Beni de tehdit ediyorlar.” diye cevap verdi.
Abdullah bin Sebe’nin kurnaz faaliyetleriyle sahabeler arasında dehşetli fitneler dönemi başlamıştı. İslâm tarihinde teferruatlı izahları bulunan ve binlerce sahabenin ölümüyle neticelenen başta Cemel Savaşı, Sıffin Savaşı ve diğer fitneler birbirini takip etti. Daha sonra “Kureyş Müslümanları Yemen Müslümanlarına zulmediyor, Hicaz bölgesindekiler Mısır halkının haklarını vermiyor.” diyerek Müslümanlar arasında ırkçılık fitnesini körükleyip, Müslümanları birbirine düşürdü.
Sapık fikirlerini yaymakta bir türlü durmayan Abdullah bin Sebe “Allah’ın ruhu Hazret-i Ali’ye (r.a.) geçmiş, o Allah’ın oğludur.” gibi haşa ipe sapa gelmez fikirlerini, Hazret-i Ali’nin Şiası ve taraftarı olarak yaymaya devam etti. Bunları duyan Hazret-i Ali (r.a.), böyle söyleyen bazı taraftarlarını yakalatıp öldürttü.
Ancak bu fikirler, Asr-ı Saadetten günümüze kadar nice fitnelerin ve devletler arası savaşların meydana gelmesine sebep oldu ve maalesef İslâm birliğini bozdu. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0