İNSANIN YARATILIŞ SIRLARI
Hayat

İNSANIN YARATILIŞ SIRLARI

Mazinin en derin derelerinden ve yokluk âlemlerinden, kafile kafile arkasından vücut sahrasına atılan ve dünya misafirhanesine gönderilen insanlık kervanı; bir han gibi bir gecelik konaklamadan sonra, yine bir kervan gibi istikbalin yüksek dağlarına ve kabrin arka tarafındaki âlemlere sür’atle yol alırken, her insanın zihnini kurcalayan sualler beynini kemiriyor: “Ben neyim? Nereden geldim? Nereye gideceğim? Bu dünyada işim nedir?”

Gerçekten, inanan ve inanmayan herkesi meşgul eden bu suallerin cevabını, yalnız aklına güvenen ve aklıyla cevap arayanlar bulamamış ve varlıkların meydana geliş gayesini ve hayatın iç yüzünü keşfetmeye çalışan filozoflar kendileri sapıttıkları gibi, taraftarlarını da dalâlet bataklığına sürüklemişlerdir.

Ancak, insanoğlunu yaratan ve yaratılış maksat ve gayesini en iyi bilen Cenab-ı Hak, insanı yalnız bırakmamış, semavi kitaplar ve peygamberler göndermekle, kâinatın ve hayatın sırlarını, Âdemoğullarına bildirmiştir.

Gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin en mükemmeli, Kâinatın Efendisi, insanlık âleminin şeref vesilesi, Allah’ın sevgilisi, enbiyalar ve evliyalar silsilesinin seyyidi ve serveri olan Hazret-i Muhammed (asm); kendisine nazil olan Kur’an-ı Azimüşşan lisanıyla, bahsi geçen suallere en ikna edici, en açık beyanlarıyla cevap vermiş ve insanlık âleminin önünü ve ufkunu aydınlatmıştır. Bu hususta, Kur’an’ın beyanından başka beyan ve ondan daha güzel kelâm olmamış, olamaz ve olmayacaktır da. Zira O, bütün âlemlerin Rabbi ünvanıyla Allah’ın kelâmıdır ve İsm-i Âzamın âzami tecellisine mazhariyetle Arş-ı Âlâdan yeryüzüne uzanan bir hablullah ve bir zincir-i nuranidir. İstinat ettiği yer semâvi ve vahyidir.

İşte, en son ve en mükemmel peygamberin elinde zâhir olan bu Kur’an’ın, her asra bakan bir dersi olduğu gibi, son asra bakan derslerini de, en lâtif, en bedi, en beliğ, en veciz ifadelerle tefsir eden âhirzamanın müceddidi ve son peygamberin son vârisi olan Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri; Risale-i Nur Külliyatı adındaki tefsirleriyle Kur’an ayetlerini izah etmiş ve âhirzamanın pozitivist, akılcı ve her şeyin nedenlerini ve niçinlerini sorgulayıp araştıran insanların istifadesine arz etmiştir.

Bunları şunun için anlatmaya çalışıyorum: Geçenlerde otobüsle bir şehre gidiyordum. Başımın üstündeki hoparlörden yükselen müzik sesleri dikkatimi çekti. Kendi âlemimdeki düşüncelerden koptum ve şarkıyı dinlemeye başladım. Şarkı söyleyen kişi âdeta ağlarcasına bir feryat ve haykırışla “Yalan dünya! Her şey bomboş. Hancı sarhoş, yolcu sarhoş!” sözlerini terennüm ediyordu. Diğer sözleri hâfızamda kalmadı fakat bu sözler bana çok dokundu. Ekser insanların iç dünyasındaki boşluğa tercüman olması, dünyanın ve hayatın yaratılış sırlarını bilememekten kaynaklanan bir acıyla, özel dünyalarının manevi bir cehennem gibi yakıcı olduğunu bildirmesi bakımından, ruhumun en derin yerlerinden sarsıldığını hissettim ve çok acıdım. Zavallı insanlar.. Müslüman olduğu halde, kendi peygamberinin getirdiği mesaja kulak vermemenin bedelini, dehşetli bir elem ve acı olarak ödüyor ve kendilerini kurtaracak şefkatli bir el bekliyorlar.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap