“Görmedi mi o insan? Biz onu bir damla sudan yarattık da, sonra o Bize apaçık bir düşman kesiliverdi.” (Yasin Suresi: 77)

Varlıklar içinde müstesna bir yeri olan ve eşref-i mahlukat olarak tanımlanan insan, mahiyetindeki müspet duygularını kullanarak, iman ve salih amelleriyle en yüksek derecelere çıkabildiği halde, menfi duygularını kullanmakla da en aşağılara kadar düşebilmektedir.

İnsan, yeryüzünde Allah’ın halifesi ve Onun adına iş gören bir vekilidir. Bir sultan gibi yaşamakta ve her şey onun emrine sunulmaktadır. Güneş her sabah dağların ufkundan onun için doğuyor, ay geceleyin onun için lâmba vazifesi görüyor ve bulutlardan yağmurlar onun için yağdırılıyor. Özetle; her şey onun hizmetine koşturuluyor. Ancak, bunun böyle olduğunu kendisi de bildiği halde, nasıl yaratıldığını unutup, öncelikle kendini yaratan Yüce Kudrete karşı nankörlükle mukabele ediyor.

“Nasıl Allah’ı inkâr ediyorsunuz ki, siz bir takım cansız maddelerden ibaret iken, O sizi yaratıp hayata kavuşturdu. Sonra O sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecektir. Sonunda Onun huzuruna döndürüleceksiniz.” (Bakara Suresi: 28)

Bahsi geçen ayetler gibi nice ayetler, insanın ne kadar nankör olduğunu nazara verir ve nankör olmaktan uzak durulmasını telkin eder. Ve ihsan ve ikram edilen nimetleri sürekli hatırlatır. Bu sayısız nimetlere karşı da, iman ve ibadetle karşılık verilmesini emreder.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)