(Dünden devam)
Bediüzzaman Hazretlerinin tespitiyle, insan vücudunun merkezi nefistir. O vücudun hem nebatî, hem hayvanî, hem de insanî yönleri vardır. Nefis, insanın nebatî ve hayvanî yönlerine bakar. Onu ıslah ve terbiye etmek, nebatî ve hayvanî cihetlerinden temizleyip, insanî vasıflara yükseltmek ve gerçek insan etmek şeklinde olur.
Nefis bir üst kimliktir. Ene denilen benlik duygusu ona takılmıştır. Şayet, nefis terbiye edilerek temizlenip, hep kötülüğü emreden nefs-i Emmâre mertebesinden kurtulur, ene de hayra bakan cihetiyle onunla birlikte iş görürse, sahibini bu dünyada manevi bir cennetin lezzetlerine mazhar ettiği gibi, ebedi âlemde de daimi bir cennete girmeye nail eder. Aksi halde, nebatî ve hayvanî duyguları ön plana çıkmış ve terbiye edilmemiş bir nefs-i emmâre ile enenin şerre ve kötülüğe bakan tarafı iş birliği yaparsa, sahibinin hayvanlardan daha aşağı bir mertebeye düşmesine ve daha dünyada iken manevi bir cehennemin azabını tatmasına sebep olurlar.
Halbuki, o nefsi terbiye etmek suretiyle, insanın diğer duygularının üstüne çıkartmak mümkündür. Bu gerçeği Bediüzzaman şöyle izah eder: “Nasıl toprak suya, havaya, ziyaya nispeten kesafetli (katı), karanlıktır; fakat masnuât-ı İlâhiyenin (İlâhi sanatların) bütün envaına (çeşitlerine) menşe ve medar (vesile) olduğundan, bütün anasır-ı sâirenin (diğer unsurların) mânen fevkine çıktığı gibi; hem kesâfetli olan nefs-i insaniye, sırr-ı camiiyeti (çok kapsamlı oluşu) itibariyle, tezekki etmek (temizlenmek) şartıyla bütün letâif-i insaniyenin (insani duyguların) fevkine çıkar.” (Sözler s. 459)
İnsan, enenin şerre bakan cihetini terk edip, hayra bakan tarafını öne çıkarır, nefsini de emmâre mertebesinden kurtararak, daha üst mertebelere yükseltmeye muvaffak olursa, günahlardan kaçınmak anlamındaki takva ve güzel işler anlamındaki salih ameller ile Allah’ın razı olduğu kullar zümresine dahil olur. O zaman, gurur ve kibir, riya ve gösteriş, haset ve kıskançlık, adavet ve rekabet gibi bütün olumsuz duygular özelliğini büyük çapta kaybeder. Onların yerine hürmet ve merhamet, muhabbet ve muavenet, tevazu ve mahviyet, hilesiz hizmet ve muaşeret, riyasız ihsan ve fazilet, enâniyetsiz büyüklük ve meziyet gibi yüksek ve makbul duygular inkişaf eder.
Ayrıca, güzel ahlâkların esası olan ihlâs, samimiyet, hamiyet, fedakârlık, rıza-yı İlâhi ve sevâb-ı uhrevi gibi hakikatler, insanı melekler seviyesine çıkarır ve hatta bazı kâmil insanlar melekleri dahi geçebilirler. Asıl marifet de, işte bu hakikatlere yetişebilmektir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)