Binlerce duygu ve hislerin girift olarak iç içe geçtiği karmaşık bir yapıya sahip olan insanın mahiyeti, hem ruh hem de beden itibariyle hakkında sayısız kitapların yazılmasına vesile olmuştur. Engin bir okyanusu andıran insanı tanımak için, her halde kıyamete kadar da yazılmaya devam edilecek.
Yer, gök ve dağların yüklenmekten korktukları ve çekindikleri emânetin müteaddit cihetlerinden biri de, Allah’ın insan mahiyetine koyduğu enedir. Ene, yani benlik denilen o emânet edilen hakikat, kendisindeki verilen ölçüler ve noksan sıfatlarla Allah’ın kusursuz kemâl sıfatlarını, yine kendinde var olan numune sıfatlarla, Allah’da var olan asıl sıfatları anlamak ve Yüce Allah’ı tanımak için verilmiştir. Yani, Allah’ın isim ve sıfatları mutlak, sınırsız ve bütün âlemleri kuşatmış olduğundan, sınırı olmayan o isim ve sıfatların ne olduğu anlaşılmaz. İşte ene denilen benlik hakikati, kendindeki cüz’i ölçüleriyle farazi ve hayali sınırlar çizerek mukayeseler yapar ve onlarla Yüce Yaratıcısını tanır.
Bediüzzaman Hazretlerinin verdiği misalde olduğu gibi: “Ben bu evi nasıl yaptım ve idare ediyorum. Allah da bu kâinatı yaratmış ve idare ediyor.” der. Ancak, enenin bir hayra bakan tarafı vardır, bir de şerre ve kötülüğe bakan ciheti vardır. Hayra bakan tarafıyla Allah’dan gelen hayrı kabul eder. Kendisi icat edemez. Şerre bakan cihetiyle fiillerinin sahibidir. Yani, insan şer ve kötülük yapmaya teşebbüs eder, Allah da o fiili icat eder. Sorumluluk da insanın kendisine ait olur.
Allah’ı tanımak ve bilmek aracı olarak verilen ene, mahiyetini böyle bildiği zaman, kendini ve her şeyi Allah’a verir ve emâneti veriliş gayesine uygun olarak yerine getirir. Aksi takdirde, kendini kendine malik kabul eden ve Allah ile bağını koparan bir ene, her şeyi kendine malik zanneder ve tabiat bataklığına düşer, boğulur. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0