Göklerin, dağların ve yerin yüklenmekten çekindikleri ve farazi bir şirkten korktukları ene denilen cihazın da bağlı olduğu yer insan nefsidir. Nefis öylesine kompleks ve karmaşık bir yapıya sahiptir ki, onu tamamıyla anlamak ve keşfetmek kolay değildir.
İnsanın imtihanına ve manevi terakkisine vesile olan nefsin, çeşitli hile ve oyunları olduğu gibi, fark edilmesi zor olan kör noktaları da vardır. O kör noktalar, gerçekleri görmesine, hak ve doğruları kabul etmesine engel teşkil eder. Meselâ; tembellikten dolayı kulluk vazifesini ihmal eden ve ibadetten kaçan bir nefis, onun her halini gözetleyen bir Zatın bulunmasını istemez. Bu yüzden bir Yaratıcının bulunmamasını temenni eder, sonra tasavvur eder ve nihayet yok olduğuna inanmakla dinden çıkar. Böyle bir sonuçtan Allah herkesi korusun.
Keza; sanatkârının varlığı hakkında delil ve ispatlarla dolu bir sarayda, bir taşta bir zayıflık görse, nefis kör noktalarından dolayı sarayı bütünüyle inkâr etmeye cür’et eder. Böylece, cehalet ve ahmaklığın en dehşetlisini sergiler.
Keza; bütün mahlukatı terbiye eden, rızıklandıran ve ihsanlarda bulunan Cenab-ı Hakkın rahmet tecellilerine kendisi de dahil olduğu halde, insan nefsi Allah’dan gizlenebileceğini ve Onun kontrolünün haricinde kalabileceğini zanneder. Güya, milyarlarca insanın arasında ve uçsuz bucaksız kâinattaki sonsuz icraatları yanında Allah onu ihmal edecek ve küçük büyük her amelini kayıt altına almayacak. Allah’dan saklanabileceğini ve Ondan habersiz istediği işleri yapabileceğini zannediyor. Bu durumundan dolayı, insan ne kadar cahil ve ne kadar zalimdir! En büyük zulmü bizzat kendi kendisine yapıyor fakat bunun farkına bile varamıyor. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0