Vahye istinat eden bütün semavi dinler, ölüm ötesinde insanın başına gelecek olayları açıklamışlar, Cennet ve Cehennemin varlığından haber vermişlerdir. Bu hususta teferruatlı bilgi, son semavi kitap olan Kur’an-ı Kerimde bulunmaktadır. Cennetle ilgili çok geniş bilgi veren Kur’an, Cehennem meselesine de açıklık getirmiştir. Hadis-i şerifler de ayetlerin şerh ve izahlarını yapmıştır.
“Cehennem yerin altındadır.”hadisini izah eden Bediüzzaman Hazretleri, Cehennem-i Suğra ve Cehennem-i Kübra olmak üzere iki Cehennem kavramından bahsetmektedir. Küçük Cehennem, yer kabuğunun altındaki iki yüz bin derece sıcaklığa sahip Mağma tabakasıdır. Her 33 metre derinliğe inildiğinde ısı bir derece artmaktadır. Yer kürenin yarı çapı 6370 kilometre olduğundan, iki yüz bin derece sıcaklığı olduğu anlaşılır. “Cehennem ateşi, bu dünya ateşinden iki yüz defa daha şiddetlidir.”hadisi bunu teyit etmektedir. Ortalama dünya ateşi bin derece olsa, Mağma’nın sıcaklığı iki yüz defa daha şiddetli olur. Küçük Cehennem olarak tanımlanan bu Mağma tabakası, dünya hayatını isyan ve inkârla geçiren insanların, öldükten sonra ruhlarına azap vermekle görevlidir. Kâfir, münafık ve mümin olduğu halde emir ve yasaklara muhalefetten dolayı hayatı isyanla geçmiş olanların ruhları, bedenlerin yeniden diriltileceği kıyamet sonrasındaki haşir sabahına kadar orada azap çekerler. Orası, onlar için işkenceli bir hapishanedir. Müminlerin ruhları ise, yıldızlara yükseltilir ve yeşil kuşların içine emr-i Hakla girerek, Cennet âlemlerini seyreder ve gezerler. “Kabir, ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir ya da Cehennem çukurlarından bir çukurdur.”hadis-i şerifi buna işaret eder. Böylece, ölen insanların ruhları ne oldukları ve nereye gittikleri anlaşılır.
Büyük Cehennem ise, âhiret âleminin Cehennemidir. Bediüzzaman’ın tespitine göre o, dünyanın güneş etrafında çizdiği geniş yörüngenin altındadır. Görünmemesi ve hissedilmemesi, perdeli ve nursuz ateş olduğu içindir. Dünyanın seyahat ettiği uzun mesafede nice kütleler var ki, nursuz olduğu için göremeyiz. Kara delikler gibi.. Ay, ışık almayan tarafı bize döndüğü zaman onu da göremeyiz. Allah’ın mülkü çok geniştir. Kıyamet sonrasında Cenab-ı Hak, nereyi tayin etmişse büyük Cehennem oraya yerleşir. Küçük Cehennem olan Mağma tabakası başta olarak, güneş ve güneş gibi ateş kütlesi olan kâinatın bütün ateş unsurları, âhiretin Büyük Cehennemine dahil olur ve böylece dehşetli bir mahiyet alır.
Yerin karnındaki Küçük Cehennem, âhiretin Büyük Cehennemine vekâleten bazı işlerini bu dünyada gördürmektedir. Yanardağlardan püsküren lâvlar ve sürekli devam eden yer sarsıntılarından meydana gelen depremler, isyan eden ve günah bataklığına yuvarlanan insanlığı ikaz etmekte ve isyakârlığın karşılığı cezasız kalmamaktadır. Ancak inkâr gibi öyle büyük günahlar vardır ki, onların cezası bu dünyaya sığışmaz. Onların cezası, yalnız ve yalnız âhiretin Büyük Cehenneminde verilir.
www.asyanur.info