Kendi iç âleminde barış kuramamış ve her şeyle kavgalı haldeki korkunç durumdan insanı  kurtaracak tek bir çare vardır: O da, tahkiki bir imana sahip olmaktır. Kendini ve Yaratıcısını hakkıyla tanımaktır.

Kâinatın ve hayatın gerçek mahiyetini kavramak, dünyaya gönderiliş gayesini idrak ederek, ona uygun bir istikamet çizmektir. Kul olduğunu bilip, Allah’a karşı kulluk vazifesiyle karşılık vermektir. Bilhassa, kulluğun özü, direği ve özeti olan beş vakit namaz ile, niyaz ile sonsuz merhamet sahibi olan Rabbine iltica ve dua etmektir.

Bahsi geçen mânâları beliğ bir üslupla ifade eden Bediüzzaman “Evet, fıtraten ebediyeti isteyen ve ebed için halk olunan ve ezeli ve ebedi bir Zâtın aynası olan ve nihayetsiz derecede nâzik ve letafetli bulunan zî şuur bir sırr-ı insani, zînur bir lâtife-i Rabbaniye, şu kasavetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümatlı ve boğucu olan ahval-i dünyeviye içinde, elbette teneffüse pek çok muhtaçtır ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir.” (Sözler s. 251) tespitini yapmaktadır.

Evet, manevi terakki için nefsimizle her an cihad içinde olmakla birlikte, iç âlemimizde ruhumuzla barış halinde olmak, ancak iman ve ibadetle mümkün olur.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0