(Dünden devam)
Hazret-i Muhammed (asm) öyle bir peygamber idi ki, kısa zamanda çok büyük inkılap yaptı. Cahiliye dönemini kapatıp, yepyeni bir saadet devri başlattı. Yaptığı büyük inkılabı baskıyla, zorlamayla değil, inandırarak, sevdirerek ve beğendirerek yaptı. O, nefislerin terbiye edicisi, kalplerin sevgilisi, akılların muallimi ve ruhların sultanı oldu. Adaleti, kardeşliği, ilmi, barışı, medeniyeti, asayişi ve zenginliği tesis etti.
Hazret-i Muhammed’in (asm) sünnet-i seniyesi, insanlığa pusula ve yol haritası oldu. Cenab-ı Hak, Onun sünnetini kastederek Al-i İmran Suresinin 31. ayetinde mealen: “De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” ferman etti. Kendisi de “Ümmetimin fesada uğradığı ve bozulduğu bir zamanda, kim benim sünnetime sımsıkı sarılırsa, yüz şehidin ecrini, sevabını alabilir.” müjdesini verdi.
Hazret-i Muhammed (asm), hayatı boyunca hep itidal ve istikamet üzere yaşadı, Hiç bir zamana ifrat ve tefrite düşmedi. Bütün duygularında orta yolu tercih etti. İsraf ve cimrilik etmezdi. İnsanların en cömerdiydi. Cerbezeden hoşlanmaz, aklı hep hikmeti takip ederdi. İffetin en zirve noktasındaydı. Yumuşak huyluydu. Fakat, insanların en kahramanıydı. Cesaret ve kahramanlık timsali olan Hazret-i Ali (r.a.) “Harp şiddetlendiği zaman, biz Allah Resulünün (asm) arkasına saklanırdık.” diyordu.
Hazret-i Muhammed (asm), hiç bir peygambere verilmemiş olan mucizelere mazhar olmuştu. Binden fazla mucize göstermişti. Allah katında o kadar yüksek bir makam sahip idi ki, Onun bir işaretiyle Allah gökteki ayı ikiye bölmüş, on parmağından on musluklu bir çeşme gibi akıttığı su ile, susuz kalmış bin beş yüz kişilik ordusuna su içirmişti. Bir avuç attığı taş ve toprak ile düşman ordusunu bozguna uğratmış, mübarek nefesi en dehşetli yaralara ve hastalara şifa olmuştu.
Hazret-i Muhammed (asm), Cebrail Aleyhisselam refakatinde yedi kat gökleri geçmiş, cennet ve cehennemin ahvalini görmüş ve Hz. Cebrail’i de arkada bırakarak, Cennet-ül Me’va gövdesi olan Sidre-i Müntehada ve Kab-ı Kavseyn makamında Allah’ı baş gözüyle görmeye mazhar olmuştu. Bu mucize, sadece ona has idi. Asırlardır ümmetinin işlediği hayır ve iyiliklerin bir mislinin Ona verilmesiyle, manevi şahsiyeti idrak edilemeyecek kadar büyük ve yüksek idi.
Hazret-i Muhammed’in (asm), insanlığa ettiği büyük hizmetleri takdir eden ve bir kısmı İslâm dinini seçen Batılı düşünürler ve ilim adamları Ondan sitayişle bahsetmişler ve “Onun tarzında ve ahlâkında bir adam dünyaya reis olsa ve hükmetse, dünya barışını ve saadetini temin edebilir.” deme kadirşinaslığını göstermişlerdir. Cenab-ı Hak, hepimize Ona lâyık ümmet olmayı nasip etsin.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)