Cenab-ı Hakkın insana verdiği en büyük nimetlerden biri de görme nimetidir. Görme özürlü olan insanlara sorsanız, görebilmek için her şeylerini vermeye razı olduklarını söyleyeceklerdir. İnsan elindeki nimetleri kaybettiği zaman değerini anlıyor. Halbuki, asıl mesele nimet elimizdeyken değerini bilmek ve onu verene hakkıyla şükretmektir. Her birisi birer emanet olan azalarımızı, onları verenin razı olacağı şekilde kullanmaktır. Göz de o emanetlerden biridir. Allah hesabına kullanıldığı zaman, gözün gözbebeği bir bal arısı gibi olup, kainat bahçesindeki varlıkları ibretle tefekkür eder ve kalp kovanında iman balı yapar. İnkar ile o göz manen kapandığı zaman ise, bakar kör gibi gerçekleri göremez ve cehennem yolculuğuna devam eder. İman ettiği halde gözünü haramdan ve günahlı şeylerden korumayan müminlerin durumu da sıkıntılıdır. Zira günahlar insanı manen Allah’tan uzaklaştıran engellerdir. Millet olarak yüzde doksan dokuz Müslüman olduğumuz halde, ibadet cihetinde neden çok gevşek olduğumuzun önemli bir sebebi de budur. Cenab-ı Hak her türlü günahlardan gözümüzü ve sair azalarımızı muhafaza etsin, amin.
