Soru-1: “Ruhun idamına rahmet-i İlâhi müsaade etmez.”demişsin. Buradaki idam, halk arasında anlaşılan bir kişinin idamını da içeriyor mu?
Cevap: Bahsi geçen ruhun idamı, cesedin idamından farklıdır. Ceset idam edilse de, kişinin ruhu bâki kalır. Ruhun idamı ise, Allah’ın kudretiyle ebediyen yokluğa ve hiçliğe atılmasıdır. İşte böyle bir idama, Allah’ın rahmet ve şefkati müsaade etmez. Çünkü insan ruhu, Esma-i İlâhiyeye bir aynadır. İnkârından dolayı cehenneme cesediyle birlikte gitse de, ebediyen yokluğa ve hiçliğe gitmesinden binler defa daha kıymetlidir. Velhasıl, ruhun idamı söz konusu değildir. Cennetlik olanlar cennette, cehennemlik olanlar da ebedi olarak cehennemde kalacaklardır. Bir kısım ehl-i iman olanlar cezasını çektikten sonra, onlar da cennete gireceklerdir.
Soru-2: “Ruhlar nereden üflendiyse oraya dönüş yapar, diyebilir miyiz?”
Cevap: “Biz muhakkak Allah’ın kullarıyız ve yine Ona döneceğiz.”âyetinden anlaşıldığına göre, bu dünyada inanmayanlar bile yeniden diriliş sabahında diriltilip mahşer meydanına sevk edildiğinde, sebepler perdesinin aradan kalkmasıyla herkes Rabbini bilecek ve bulacaklar. Ancak bu bilme ve bulma olayı, âhiretini kaybedenler için hiç bir fayda vermeyecek. Çünkü imtihan, sadece burada olmaktadır.
Soru-3: “Ruh, 360 derece görme ve işitme kabiliyetine sahip midir? Ruh için yön ve zaman kavramı var mıdır ve gıdası nedir?”
Cevap: Ruh, sebepler âlemi olan bu dünyadan ve cesedinden ayrıldıktan sonra, artık zaman, mekân ve yön kavramı kalmaz. mümin olarak vefat edenlerin ruhları aynı anda müteaddit yerlerde bulunabilir ve kabriyle de bağlantısı kesilmez. Kabri başında Fatiha okuyanları görür, selamlarını alır fakat biz onları göremeyiz. Ruhun gıdası, bu dünyadan giderken götürdüğü salih amelleri ve arkalarından bağışlanan hatimler ve onlar için yapılan dualardır. Ancak kâfir ve münafıklar için, bahsi geçen müjdelerin hiç biri söz konusu değildir.
www.asyanur.info
Sami ağabey yazılarının keyifle okuyorum.Allah razı olsun.
Tabii videolarını da seyrediyorum.
Hayırlı geceler