Âhirzaman denilen en dehşetli zamanın hayat şartları içinde, yeteri kadar ilgi gösteremediğimiz konulardan biri de çocuklardır. Göz bebeğimiz gibi koruduğumuz ve kendimizden daha üstün olsun diye gayret gösterdiğimiz yavrularımıza -anneler ve babalar olarak kendimizi bir kontrol edelim ve nefis muhasebesi yapalım- gerçekten gereken ilgi ve eğitimi lâyık vechiyle verebiliyor muyuz?
Yoksa, nasıl olsa bu çocuk benim evlâdım, sonunda benim gibi olur diyerek, sokağın ve televizyonun insafına mı terk ediyoruz? Kendi kendine yetişir deyip yeterli ilgi ve eğitimi veremediğimiz çocukları, sokaklar kapıp serseri yaptığı gibi, televizyon ise hepten berbat edip bizlere yabancı hâle getiriyor. Sonra da “Bu çocuk bu hâle nasıl geldi?”diyerek dövünmeye başlıyoruz.
Sabahtan akşama kadar çalışıp yorgun düşen baba, ya televizyon haberlerine veya gazetesini okumaya dalıp çocuğunu ihmal ederken, anne ise devamlı yüzgöz olduğu çocuğunun ahlâken eğitimini haklı olarak kocasından bekliyor. Böylece birbirine havale edilen çocuk terbiyesi boşlukta kalırken, çocuk hiç de boşlukta kalmayıp, sokağın veya televizyonun canavarlaşan kucağında, ekserisi madde bağımlılığı ve diğer alışkanlıkların arasında acıklı bir sona doğru hızla yol alıyor.
Bu itibarla, çocukların yetişmesini ve eğitilmesini başkalarından beklemek yerine bizzat meşgul olmak ve aile olarak ortak tatbikatlar icra etmek suretiyle, bu son derece önemli mesele halledilmelidir. Aksi takdirde, geleceğimiz tehlikededir. Her şey devletten beklenilmez. Devlet gerekeni yapmalı, fakat aileler de yapılması icap eden cihetleri ihmal etmemelidir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)