Hayat

FÂSIKLAR GÜRUHU

Fâsıklar, Allah ile ahitlerini bozan kimselerdir. Zira, ruhlar toptan yaratıldıkları zaman Allah onlara sordu “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Bütün ruhlar cevap verdi “Evet, Sen bizim Rabbimizsin.” Bu, ezelî bir ahit ve anlaşmaydı. Bahsi geçen anlaşmayı, fâsık olanlar bu âlemde bozdu. Kâinattaki nizam ve intizamı göremeyerek onu sahipsiz, tabiat ve tesadüfün oyuncağı olarak kabul etti. Semavî kitapları da peygamberlerin yazması ve uydurması olarak kabul etti. Bir kısım fâsıklar da bazı peygamberleri tasdik, bazılarını inkâr; bazı ayetleri kabul, bazı ayetleri red, Allah’ın bazı hükümlerini güzel, bazılarını çirkin görmek gibi çok büyük hatalara düştüler. Zira bu tavır, kendi âleminde kâinatın nizamını bozmak gibi, dinin de nizamını bozmak ve tahrip etmektir. Böyle fâsıkların akılları, marifetullah denilen Allah’ı bilmek ve tanımak ilmine kapalı olduğu gibi, akrabalar ve müminlere dahi dargın olup, sosyal hayatın dengelerini bozan böyle fâsıklar için, Bediüzzaman Hazretlerinin yaptığı tahlil ve analiz gerçekten çok ilginçtir: “Fıskla bozulan bir adam, bataklığa düşüp çıkamayan bir şahıs gibi, çokların da o bataklığa düşmelerini istiyor ki, maruz kaldığı o dehşetli hâlet bir parça hafif olsun. Çünkü musibet umumi olursa hafif olur. Ve keza, bir şahsın kalbinde ihtilâl, bir fenalık hissi uyanırsa; yüksek hissiyatı, kemalâtı sukut etmeye başkar. Kalbinde tahribata, fenalığa bir meyil, bir zevk peyda olur. Yavaş yavaş o meyil kalbinde büyür. Sonra o şahıs, bütün lezzetini, zevkini tahribatta, fenalıkta bulur. İşte o vakit, o şahıs arzda yırtıcı bir hayvan, ihtilâli çıkarıp büyüten bir belâ, fesadı durmayıp karıştıran bir âfet kesilir.” (İ.İ’caz s.371)

Ayet-i kerimede “İşte onlar, hasarete, zarara düşenlerin tâ kendileridir..”diye tarif edilen fâsıklar, ahde vefalı olmayı bozarak hasaret ederler. Akrabalar arası gidip gelmeyi keserek, imanda inkâr ile, ıslahta ifsat yapmakla ve ebedi saadet yerine ebedi azaba düşmekle hasaret, zarar ve ziyana düşerler.

Yaşadığımız sosyal hayatın bütün dokularına sirayet eden ve muhafazakâr kesimleri de etkisi altına alan dünyevileşme hastalığı içinde fıskın her türlüsünü ve fısk bataklığına düşmüş insanların her türlüsünü görmek mümkün. Cenab-ı Haktan, haddini aşmaktan bizleri koruyarak, istikametli yolda hayatımızı noktalamayı nasip etmesini niyaz ediyoruz.

asyanur.info          samicebeci.net

Reklam

Yorum Yap