İnsan bedeninde yerleştirilen ruhun hayatını devam ettirebilmesi için verilen kuvve-i akliye, kuvve-i gadabiye ve kuvve-i şeheviyenin ifrat ve tefritinden meydana gelen haksızlık, zulüm, adaletsizlik ve günahlar; insanlık tarihinde kara sayfalar olarak görülüyor. Ancak bu üç kuvvenin vasat mertebesinde iş görmesini sağlayan peygamberler ve onların varislerinin yaptığı irşat ve tebliğ hizmetlerinin sonuçları da nur gibi parlıyor.

İsmet sıfatından dolayı günahsız olmak, sadece peygamberlere mahsus bir durumdur. Onların dışındaki insanların az veya çok günahları vardır. Önemli olan günaha girmek değil, bilakis günahta ısrar etmemek ve çabucak tövbe etmektir. Zira ayetlere göre, Allah temiz olanları ve çokça tövbe edenleri sever. Cenab-ı Hakkın Gaffar, Settar, Tevvab gibi isimleri, günahların vücudunu ister. Eğer yeryüzünde günah işleyen hiç kimse kalmayacak olsaydı, Allah yeni insanlar yaratır ve onların günahlarını yine bağışlardı.

İnsanlık tarihinin en dehşetli zamanı olan âhirzamanın, günahlar bakımından emsali hiç görülmemiş tehlikeli bir durumu vardır. Hadis-i şeriflerin verdiği haberlere göre, âhirzamanda bir şahsın hata ve günahları dehşetli bir yekûn teşkil eder. Bediüzzaman’ın kalbine bu hususta şöyle bir mânâ gelir: “Acaba âdi bir adam, binler adam kadar günah işleyebilir mi? Ve o âhirzamanda, bildiğimiz günahlardan başka hangi günahlardır ki; kâinatın hey’et-i mecmuasına dokunur, kıyametin kopmasına ve dünyaları başlarına yıkılmasına sebebiyet verir?diye eskiden düşünürdüm. Şimdi bu zamanda müteaddit esbabını gördük. Ezcümle: Müteaddit vücuhundan radyom ile anlaşıldı ki; o bir tek adam bir tek kelime ile, bir milyon kebairi birden işler. Ve milyonlarla insanı dinlettirmekle günahlara sokar.”der. (Kastamonu Lâhikası s.86)

Bu mektubun yazıldığı tarihten çok sonra yaygınlaşan televizyon, İnternet, Whatsap, Facebook, Twitter gibi teknolojik aletlerin kötüye kullanılmasıyla, meselâ bir gıybet milyonlarla gıybete dönüşüyor. İnsanlar âhiret yokmuş ve bunların hiç hesabı görülmeyecekmiş gibi davranıyor. Bunun gibi daha nice emsali görülmemiş büyük günahlar serbestçe işleniyor. Batıl şeyleri tasvir etmek de günah olduğundan, okuyucularımızın ferasetine havale ediyoruz.

Böylesine dehşetli günahlara karşı yapılması gereken en önemli vazife, takva zırhına bürünerek, her türlü günahlardan uzak durmaya çalışmak ve Allah’a sığınmaktır. Cenab-ı Hak, hepimizi bu âhirzamanın dehşetli günahlarından muhafaza etsin, âmin.

www.asyanur.info

Views: 1