(Dünden devam)
Risale-i Nur Talebelerinin bir cihette üstadının Hazret-i Ali (r.a.) olduğunu söyleyen Bediüzzaman Hazretleri ” Nur mesleğinde hubb-u Âl-i Beyt (Ehl-i Beyt sevgisi) esastır.” (Emirdağ Lâhikası s. 210) demektedir.
Evet, Âl-i Beyt veya Ehl-i Beyt sevgisi, Kur’an ve Sünnet-i Seniye hesabına Risale-i Nur mesleğinde en önemli konulardan biridir. Hz. Ali (r.a.) Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) ve onların soyundan gelen mübarek nesil, Allah hesabına ve Sünnet-i Seniye adına sevilmeye lâyık ve müstehaktırlar. Ehl-i Sünnet vel Cemaat olan büyük taife itidalli ve istikametli olan Ehl-i Beyt sevgisiyle doludurlar ve bütün dualarında onları dahil etmektedirler.
Ancak, Ehl-i Beyti sevmek dâvâsında bulunan bir kısım Aleviler, Ehl-i Sünnete inat hem farz namazları, hem Sünnetleri ihmal ve terk ediyorlar. Bundan dolayı Ehl-i Beyt sevgisi söylem bazında ve boşlukta kalıyor. Kâinatın yaratılışına en büyük sebep olan ibadetten uzak bir hayat yaşayan insanlar, Ehl-i Beyti sevse ne olur, sevmese ne olur? Âhirette kurtulmaya yeter mi?
Her ne kadar Alevilerin en fenâsı da münafık hakikatine dahil değildir. Çünkü, münafık olan kişi, gerçek anlamda itikatsız, inançsız, kalpsiz ve vicdansızdır. Peygamber (asm) aleyhindedir. Bazı zındıklar gibi.. Alevi ve Şiiler ise değil Peygamber (asm) aleyhinde olmak, belki Âl-i Beyt muhabbetinden, ifratkârâne muhabbet besliyorlar. Şeriatın tayin ettiği sınırı aştıkları zaman münâfık değil, ehl-i bid’a oluyorlar, zındıkaya girmiyorlar. Bunları ifade eden Bediüzzzaman “Hazret-i Ali (r.a.) yirmi sene hürmet ettiği ve onlara şeyh-ül İslâm olduğu Hz. Ebubekir (r.a.), Hz. Ömer (r.a.) ve Hz. Osman’a (r.a.) ilişmeseler, Hz. Ali (r.a.) o üç halifeye hürmet ettiği gibi onlar da hürmet etseler, farz namazlarını kılsalar yeter.” der. (Emirdağ Lâhikası s. 70)
Ehl-i Sünnet vel Cemaat perdesi altında Vehhabi ve Haricilerin ve bir kısım mülhitlerin (dinsizlerin), Hazret-i Ali’yi (r.a.) tenkitkâr fikirleriyle Ehl-i Sünnet mahkûm edilemez. Hatayı işleyene münhasır kılmak lâzımdır. Hem Ehl-i Sünnetin hem de Alevilerin nefretine müstehak olan Vehhabi, Harici ve mülhit din düşmanlarını bırakıp, ehl-i hakka cephe almak ne kadar doğru olur?
Ehl-i Beyt muhabbetini dâvâ edenlerin, Risale-i Nur derslerine katılmaları lâzım geldiğini söyleyen Bediüzzaman’ı dinlemek lâzımdır. “Mâdem Risale-i Nur şakirtlerinin en büyük üstadı Celcelutiye’nin şehadetiyle İmam-ı Ali’dir (r.a.); onun muhabbetini dâvâ eden Şiiler ve Aleviler, Risale-i Nur’un derslerini Sünnilerden ziyade dinlemeseler, Âl-i Beyt’e muhabbet dâvâları yanlış olur.” (Emirdağ Lâhikası s. 70)
Evet, bütün dünya insanlığının ebedi yaşamak arzusu taşıyan kalplerini tatmin edecek olan hakikatlere ve Kur’an derslerine tercümanlık eden Risale-i Nur’a, herkes gibi, Ehl-i Beyt sevgisine sahip olanların da şiddetle ihtiyacı vardır. Kısmeti olanlar onları arayıp buluyorlar ve istifade ediyorlar, elhamddülillah.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0