“Hazret-i Mevlâna benim zamanımda gelseydi Risale-i Nur’u yazardı. Ben onun zamanında gelseydim Mesnevi-i Şerifi yazardım. Çünkü , o zamanda İslâm dinine hizmet Mesnevi tarzındaydı. Bu zamanda ise Risale-i Nur tarzındadır.” diyen Bediüzzaman Hazretleri gerçek bir eğitimciydi.

Bediüzzaman’ın en büyük referans kaynağı Kur’an- ı Kerim’dir. Merhum Mehmet Akif’in “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı / Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı.” beytiyle temenni ettiği hakikate, gerçek anlamda Bediüzzaman mazhar olmuştur. Asrın manevi bir doktoru gibi genel hastalığın temelini teşhis etmiş ve ona münasip manevi ilâçları, Kur’an eczanesinden terkip etmiştir.

“Bu memleket insanının kalp hastalığı zaaf-ı diyanettir, iman zayıflığıdır. Ancak, onu takviye ile sıhhat bulabilir.” tespitiyle, geleneksel ve taklidî olan bir iman yerine, araştırmaya, akla ve ilme dayalı tahkiki bir imanın ispatını esas almıştır. Sanki bir arabanın motorunu üretme vazifesini üstlenmiştir. Çünkü, kaportası ve diğer unsurları mükemmel olan bir arabanın motoru yoksa, o araba hiçbir anlam ifade etmez. Aynen bunun gibi, tahkiki imandan yoksun bir müminin durumu da, bundan farksız olduğu toplumun genel gidişatındaki İslâmî yaşantıdan görülmektedir.

“Bizim düşmanımız cehalet, zaruret ve ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet ve ittifak silahıyla cihad edeceğiz..” diyen Bediüzzaman Hazretleri, en temel hastalıklardan biri olan cehalete karşı marifetti ve ilim öğrenmeyi esas almaktadır. Zira, ilim öğrenmek ve beşikten mezara kadar ilim talebinde bulunmak kadın ve erkek her Müslümana farzdır. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci ile Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)