Yaratılışı itibariyle ebedi olarak yaşamak ve sonsuza kadar bir hayat sürmek isteyen insanoğlu, tarih boyunca bu arzusuna değişik şekillerde bir yorum getirme ihtiyacı içinde olmuştur.
Semâvi dinlere mensup olmayan insanlar bile, bu dünya hayatında iken iyi olanların ruhlarının güzelliklerle dolu bir yere gittiklerini, kötü olanların ruhları ise, azap verilmek üzere kötülükler ve cezalarla dolu bir yere gittiklerini ve sonsuza kadar orada kalacaklarına inanmışlardır. Reankarnasyon denilen tenasuh fikrine sahip olan Budistler ise, ölen insanların ruhlarının tekrar dünyaya gelip, insan veya hayvanların bedenlerinde yine yaşamaya devam ettiklerini kabul ettiklerinden, mükâfat ve azap mahalli olan başka bir âhiret âleminin olduğuna inanmazlar.
Vahiy mahsulü olan semâvi dinler, ölüm ötesinde insanların başına gelecek olayları açıklamışlar, cennet ve cehennemin varlığından haber vermişlerdir. Bu hususta en teferruatlı bilgi ise, en son semâvi kutsal kitap olan Kur’an- ı Kerim’de bulunmaktadır. Cennet ile ilgili çok geniş bilgiler veren Kur’an, cehennem meselesine de açıklık getirmiştir. Hadis-i Şerifler de ayetlerin şerh ve izahlarını yapmıştır.
“Cehennem yerin altındadır.” hadisine açıklık getiren Bediüzzaman Hazretleri, küçük ve büyük olmak üzere iki cehennem bulunduğunu söylemektedir. Cehennem-i suğra olarak ifade edilen küçük cehennem, yer kabuğunun altında ve iki yüz bin derece dehşetli bir sıcaklığa sahip olan Magma tabakasıdır. Jeoloji ilminin izahına göre, her otuz üç metre derinliğe indikçe ısı bir derce artmaktadır. Yer kürenin yarı çapı 6370 kilometre olduğundan, merkeze kadar iki yüz bin derecelik bir sıcaklığı olduğu anlaşılır. “Cehennem ateşi, bu dünya ateşinden iki yüz defa daha şiddetlidir.” hadis-i şerifi bu gerçeği doğrulamaktadır. Ortalama yeryüzündeki ateş bin derece olsa, Magmanın sıcaklığı iki yüz defa daha fazla olur.
Cehennem- i suğra veya küçük cehennem olarak tarif edilen bu Magma tabakası, dünya hayatını inkâr ve isyan ile geçiren insanların, öldükten sonra ruhlarına azap vermek maksadıyla hazırlanmıştır. Kâfir, münafık ve mümin olduğunu söylediği halde, Allah’ın emir ve yasaklarına isyan etmesinden dolayı, günahları sevaplarından çok fazla olanların ruhları, çürümüş bedenlerin yeniden kıyamet sonrasında diriliş sabahına kadar orada azap çekerler. Küçük cehennem, onların ruhları için işkenceli bir zindan konumundadır.
Kabir hayatına iman ile giren müminlerin ruhları ise, yıldızlara yükseltilir ve bazıları da yeşil kuşlar denilen cennet kuşlarının içlerine emr-i Hak ile girerler, cennet âlemlerini seyreder ve gezerler. “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçedir ya da cehennem çukurundan bir çukurdur.” hadis-i şerifi bu hakikate işaret eder. Böylece, ölen insanların ruhları ne oldukları ve nereye gittikleri de anlaşılmış olur. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0