(Dünden devam)

Bediüzzaman Hazretleri, bahsi geçen gayret ve cesaretle İslâmiyette olan dosdoğru yolu gösterip, din düşmanlarının yaydıkları şüphe ve tereddütleri çürütmekle birlikte; sâdık ahmak ünvanına lâyık zâhirperest ve câhil sofilerin ifratkâr veya hurafe fikirlerini reddedip, elmas kılıç misali İslâma cila vurup, bâtıl düşünce ve anlayışlardan temizlemeye çalışmıştır.

Evet; Mutezile, Cebriye, Müncie, Mücessime, Rafizilik ve Hâricilik gibi daha nice Ehl-i Sünnet dışında kalan bâtıl inanç ve hurafe fikirler vardır ki, İslâm güneşinin tutulmasına ve ışığının âleme yayılmasına engel teşkil etmektedir.

Bu yüzden ve bazı tarikatlardaki ifrat uygulamalar sebebiyle, İslâm dinine yabancı gibi duran dahildeki insanlarımızı ve hâriç ülkelerdeki hak bir din arayan İslâm taliplilerini ısındıracak ve celb edecek bir çözüm, doğru İslâmiyetin anlatılması ve Müslümanlar tarafından bizzat yaşanmasıdır.

Son zamanlarda resmi ve gayr-ı remi mahfillerde dile getirilen “Kur’an Müslümanlığı” sözü, her halde bu ihtiyaçtan ileri geliyor. Bu gerçeği bir asır önce yüksek sesle âleme ilân eden Bediüzzaman Hazretleri ise, Hutbe-i şâmiye adındaki eserinde “Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ef’alimizle izhar etsek (yaşayışımızla göstersek), elbette sair dinlerin tabileri cemaatlerle İslâmiyete girecekler. Hatta, Küre-i Arzın bazı kıt’a ve devletleri bile, fevc fevc İslâma dahil olacaklardır.” demektedir.

Doğru İslâmiyeti öğrenmek ve yaşamak, ancak tahkiki bir imanı elde etmekle mümkün olduğunu yakinen bilen Bediüzzaman Hazretleri; en dehşetli din yıkıcılığının hükmettiği ve bir tek dinî eserin bile yazılmasına devletçe izin verilmediği bir devirde, altı bin sayfayı aşkın Kur’an tefsiri olan Risale-i Nurları telif etmekle  çözüm getirmiş fakat Kemalist rejimin haksızlık üzerine bina ettiği dayatmalarına boyun eğmediği gerekçesiyle, arş-ı âlâyı titretecek zulümlere maruz kalmıştır.

Aslında, günümüzde Kur’an Müslümanlığını isteyenler, Bediüzzaman Hazretlerinin izah ettiği Müslümanlığı istemektedirler. Fakat, bir asırdan fazladır yapılan aleyhte propagandalar ve Şeyh Said ile kasten yapılan karıştırmalar ve cumhuriyet adı altında uygulanan baskı rejimine fikren ve ilmen  muhalefet etti ve resmi ideoloji ile barışmadı diye, Risale-i Nur’daki doğru İslâmiyete sırt dönmeyi tercih ettiler.

Ama olsun. Hakkın hatırı yücedir. Ve Cebrail şeytanla barışmaz. Yeter ki hak sağ olsun. Ve hak, her zaman er ya da geç mutlaka galip gelecektir, vesselâm.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0