Dört halife döneminden sonra saltanata inkılap eden hilâfet, Ehl-i Beyt adına kurulan Fatımiye Devletinden ve Memlüklerden sonra Osmanlı Devletinde karar kıldı.

Mercidabık Meydan Muharebesini zaferle neticelendiren Yavuz Sultan Selim, mukaddes emanetlerle birlikte halifeliği de İstanbul’a taşıdı. Altı yüz yirmi beş sene süren Osmanlı Devletinin son padişahı olan Vahdettin ile halifelik de son buldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi ise, halifeliğin meclisin şahs-ı manevisinde münderiç ve mündemiç (içinde) olduğunu kabul etti.

Asırlarca İslâm âlemine halifelik merkezliği yapan ve Anadolu topraklarına hükmeden ve bir zamanlar yirmi iki milyon kilometrekarelik geniş bir dünya coğrafyasında hâkimiyetini sürdüren Osmanlı padişahları, Yavuz Sultan Selim Han ile birlikte hem saltanatı ve hem de hilâfeti temsil ediyorlardı.

Genel anlamda  Kur’an-ı Kerim’in hükümleri üzerine hukukunu inşa eden Osmanlı Devleti, her hususta Şeyhül İslâmdan fetva almış ve mümkün olduğu kadar dine aykırı bir şey yapmamaya gayret etmiştir.

Osmanlı padişahları içinde en uzun dönem devletin başında kalan ve kırk altı yıl saltanatını devam ettiren Kanuni Sultan Süleyman’ın, bıraktığı vasiyetindeki bir isteği çok ibret vericidir. Kendisiyle birlikte bir meşin torbanın da kabrine konulmasını istemektedir. Dinî inanç bakımından bunun mümkün olmadığına karar veren âlimler, merak ederek meşin torbayı açarlar. İçinden kırk altı yıllık icraatının dine uygun olduğunu belgeleyen fetvaların çıktığını gören Zembilli Ali Efendi göz yaşlarını tutamaz ve “Hey koca sultan hey! Sen kendini kurtardın. Ya o fetvaları veren bizler ne yapacağız?” diyerek hüngür hüngür ağlamaya başlar.

Geçmiş asırlar bir cihette ferdiyet zamanı olduğundan, bir padişaha bedel bir Şeyhül İslâm kâfi olmuş, yeri geldiğinde Osmanlı Şeyhül İslâmları padişahları titretmiş ve en ağır tenkitleri yapmaktan geri kalmamışlardır. Misalimizde bahsettiğimiz Kanuni Sultan Süleyman, bir kısım ecnebi kanunları yaptırdıktan sonra, meşhur kırk çeşme sularını İstanbul’a getirdiğinde, Zembilli Ali Efendiye yaptığı hizmetin nasıl olduğunu sormuş. Ali Efendi cevap yerine “Şeriata aykırı kanunları getirmekle İstanbul’a öyle bir şey yaptın ki, kırk yıl bu çeşmeler aksa, o yaptığın pisliği temizleyemezler.” diyerek, çıkarttığı kanunları şiddetle tenkit etmiştir. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) 8YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale- i Nur dersleri)

Views: 0