Siyaset

DEVLET VE DEMOKRASİNİN ASIL SAHİPLERİ

Demokrasilerde devletin ve demokratik sistemin asıl sahibi milletin ta kendisidir. Silahlı kuvvetler ve diğer güvenlik güçleri milletin emrindedir. Milletin emrindeyse, orada demokrasiden bahsetmek mümkündür. Yoksa, doğrudan veya dolaylı yoldan millet iradesinin tecelli ettiği yer olan meclis üzerine silahların gölgesi düşüyorsa, orada gerçek demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.

Eğer, bir ülkede hâkimiyet kayıtsız şartsız millette ise ve üstün irade milletin iradesiyse, demokrat bir toplum olan o millette herkesin yeri belirlenmiş ve herkes kendi konumundan memnun demektir. Güvenlik güçlerini bu kayıttan hariç görmek veya göstermek doğru değildir.

Aynı zamanda demokrasi çok seslilik ve çok kültürlülük olduğu gibi, vicdan ve din hürriyeti ve bilhassa fikir hürriyeti olduğuna göre, toplumu tek parti yıllarına benzetmeye çalışmak, demokrasiyle bağdaşması mümkün olmadığı gibi, irticanın asıl anlamı haline gelir.

Çok küçük radikal ve fanatik grupların dışında bu millet, kendi dini ve kültürel değerlerini korumakla birlikte, çağdaş değerlere ve demokrasiye sahip çıkmıştır. Hiç bir zaman yüz veya iki yüz sene evvelinin hayat şartlarına dönmeyi aklından bile geçirmez.

Bediüzzaman, Meşrutiyet ilan edilince tekrar eski yönetim şeklini arzu edenlere şunu söylemiştir: “Eski hâl muhal, ya yeni hâl veya izmihlâl.”

Hülâsa; devletin ve demokrasinin gerçek sahibi millettir. Milletin vermediği bir yetkiyi kimse kendinde görmemelidir. Yetki gasbına tevessül etmemelidir. Herkes demokrasiyi içine sindirmeli ve demokrasi içindeki yerine razı olmalıdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap