Medeni ve hür ülkelerle devamlı münasebetlerini geliştiren ve demokratik devlet ve toplum modelini hedefine koyup o istikamette ilerleyen ve uygar dünya ile entegrasyonu arzulayıp planlamalar yapan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu teşebbüsleri neticesiz kalmayacaktır.
Tek parti diktatörlüğünün baskılarından kurtulup, çok partili demokrasi hayatına geçtiğimiz 1950 yılından günümüze kadar, bir hayli mesafe aldığımız açık bir gerçektir. Her ne kadar sivil idareye yapılan üç ihtilal ile ara dönemler yaşanmışsa da, ihtilal yapan generaller bile, en kısa zamanda demokrasiye dönüleceğini söylemek zorunda kalmışlar ve geç de olsa dönülmüştür.
İnsanlığın doğuştan var olan bir takım hak ve hürriyetlerini ortadan kaldıran veya kısıtlama getiren dayatmacı idareler, zorba ve zalim damgasını yemekten kurtulamaz ve hürriyet mücadelesine karşı dayanamazlar. En vahşi ve zalimane baskıları uygulayan komünizmin dayanamayıp çökmesi buna delildir.
Dünyada istibdat ve hürriyet terazisinin kefeleri hürriyet lehine ağır basmakta ve istibdat yavaş da olsa ortadan kalkmaktadır. Ve daha da kalkacaktır. Zira, dünyayı bir köy hükmüne getiren mevcut medeniyet ve haberleşme vasıtalarının gelişmesi, hürriyet ateşini iyice alevlendirmiştir. Dünya insanlığı, demokratik ve hür toplumları özlemekte ve hedeflemektedir.
Demokratik toplumlarda, devlet de dahil hiç kimsenin dokunamayacağı kişilerin temel hak ve hürriyetleri vardır: Vicdan ve din hürriyeti, düşünce ve ifade hürriyeti, kişi güvenliği, konut dokunulmazlığı ve inançları istikametinde yaşama hürriyeti gibi. Bunların yanı sıra, devlete bir takım vazifeler yükleyen diğer temel haklar da vardır ki, demokratik ve sosyal devletlerin vatandaşına mutlaka sunduğu haklardır. Sağlık hizmetleri hakkı, öğrenim hakkı, çalışma hakkı, sosyal güvenlik hakkı ve diğer haklar gibi.
Ve yine demokratik devlette, vatandaşlarına aktif statü veren haklar vardır. Siyasi görüş ve tutumlarını açıklama hakkı, teşkilatlanma hakkı, oy kullanma, referandum, seçme ve seçilme yoluyla vatandaşını toplum yönetiminde söz sahibi yapma ve kararlara katılma yetkisini veren siyasi haklar gibi.
Kabaca tanımlamaya çalıştığımız bu haklar, birbirini tamamlayan ve biri birisiz olmayan bir haklar manzumesidir ki, kişi ve toplum hürriyetlerini meydana getirir. Türkiye Cumhuriyetinin hedefinde, bu haklar ve daha ileri demokratik hak ve hürriyetler vardır. Ve bu hedeflere mutlaka bir gün ulaşacaktır, inşaallah.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)