Gerçek ve ileri bir demokrasi uygulanan ülkelerde askerlerin değil, sivil meclislerin iradesiyle ortaya koydukları sivil bir anayasa olur. Sivil anayasalarda devletin resmi görüşü olmaz. Bazı şahısların görüşleri o anayasanın ruhunu teşkil etmez. Belli şahısları koruma altına alan kanunları da olmaz. Şayet aksi olursa, orada gerçek bir demokrasiden bahsedilemez.

Keza; tam ve ileri demokrasi olan bir ülkede,, sivil otoritenin varlığı hayatın her alanında hissedilir. Ordu sivil idarenin emrinde olmayı şeref sayar. Herkes bulunduğu konumundan razı ve memnundur. Haddini aşarak sivilleri yönetmeye kalkışmaz. Ülkeyi askeri bir demokrasiye veya askeri bir cumhuriyete sahip, yarı demokrat bir devlet konumuna düşürmeyi, şerefli askerlik mesleğine ihanetle eş değer sayar. Ülkeyi idare edenleri seçme hakkını milletin elinden almayı, milli irade hırsızlığı olarak görür ve böyle bir şeye tenezzül etmeye tenezzül etmez.

Keza; tam demokrasilerde, sivil toplum teşkilatlarının ve birden fazla siyasi partilerin kurulmasına fırsat ve imkân verilerek, yönetimde söz sahibi olması sağlanır. Hiç bir sivil toplum ve siyasi parti iç düşman olarak algılanmaz. Hele Müslüman ahalinin ezici bir çoğunluğu teşkil ettiği bir ülkede, o milletin mensup olduğu İslâm dini, irticanın odağı olarak görülmez.

Keza; tam demokrasilerde lâiklik, din ve vicdan hürriyetinin en geniş ve kâmil mânâsıyla yaşanmasının teminatı ve şemsiyesi olarak kabul edilip tatbik edilir. Ne inanç sahiplerinin hayat tarzlarına ve de inançsız olanların yaşama biçimlerine müdahale edilmez. İslâm dini bu mânâyı “Dinde zorlama yoktur.” ayetiyle beyan eder.

İnsan aklının ürünü olan demokrasinin çoğu prensiplerini, vahyin ürünü olan İslâm dini içine almaktadır. Bu hakikate binaendir ki, bir İngiliz filozofu “Demokrasinin bir adım ötesi İslâmiyettir.” deme ihtiyacını hissetmiştir.

Bu itibarla, demokratik değerler bakımından ve demokrasi geleneği açısından, bir çok zaaflarla dolu Türk demokrasisinin, Batılı demokrasilerin standardına ulaştırmak için, demokrasiye inanmış samimi dindarlarla, tam demokrasi mücadelesi veren gerçek demokratların iş ve güç birliği yaparak, fikir platformunda “Demokrasi kültürünü” geniş halk kitlelerinde yaygınlaştırıp, demokrasi şuurunu yerleştirmeleri gerekir. Zira, Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi “Bir millet cehaletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti de müstebit eder.”

Hülâsa; İslâmi demokrasi mantığı içinde, Müslüman, hür ve tam demokrasiye sahip güçlü bir Türkiye, samimi dindarların ve gerçek demokratların vazgeçilmez bir nihai hedefi olmalıdır. Ülkenin genel huzuru ve mutluluğu buna bağlıdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)