Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerine ait olan başlıktaki orijinal cümle, Müslümanların ve özellikle Nur Talebelerinin, cumhuriyet rejimi ile hiç bir cihetle problemi olmadığının belgesidir.
Her meselesini dînî hükümlere dayandıran ve Asr-ı Saadetteki uygulamaları örnek alan Bediüzzaman, asırlardan beri saltanat yönetimiyle idare edilen Müslüman toplumların âlimleri tarafından sorulan “Sen, Selef-i Salihine (geçmiş İslâm büyüklerine) muhalefet ediyorsun?” dediklerinde cevap olarak “Hulefa-i Raşidin (dört büyük halife); her biri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddık-ı Ekber (r.a.), Aşere-i Mübeşşere (Cennetle müjdelenmiş on Sahabe) ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat mânâsız isim ve resim değil, belki hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mânâ-i dindar (dindar anlamda) cumhuriyetin reisleri idiler.”demiştir. (Şualar s.445)
Asr-ı Saadetteki dört halife dönemindeki devlet yönetiminin, adı konmamış bir dindar cumhuriyet modeli olduğunu söyleyen Bediüzzaman, bunu her fırsatta müdafaa etti ve sahiplendi. Ancak, cumhuriyet mahkemeleri tarafından kendinde bulunan bir fikrin aksiyle cumhuriyet rejimi muhalifi olarak suçlandı. Fakat, savcılar tarafından ispatlanamadığı için her seferinde berat edildi.
Bu hakikate binaen, Müslümanların cumhuriyet düşmanı gibi gösterilmek istenmesi bühtandır ve iftiradır. Radikal bazı grupların yanlış yaklaşımları ve “Şeriat isteriz” söylemleri yüzünden bütün Müslümanları karalamaya kalkmak insafsızlık ve vicdansızlıktır. Bu böyle bilinmelidir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)
Views: 0