(Dünden devam)

Ve nihayet 1950 yılına gelindi. Bir çeyrek asır boyunca bu Müslüman milletin inançlarına cephe alan ve dinini yaşamak ve yaşatmak isteyenlere, çeşitli bahanelerle dünyayı zindana çeviren berbat ve kötü bir zihniyet, “Yeter söz milletindir!” parolasıyla, milletten öyle bir seçim tokadı yedi ki, bir daha iflah olmadılar ve Bediüzzaman Hazretlerinin haber verdiği gibi, millet iradesiyle bir daha iktidara gelemediler ve kat’iyen gelemeyecekler de.

“Yüzer milyon kahraman başların fedâ oldukları kudsi bir hakikate, başımız dahi fedâ olsun!” diyerek, zalimlerin zulmüne kahramanca mukabele eden ve “Zalimler için yaşasın cehennem!” parolasıyla ehl-i dalâlete boyun eğmeyen ve hak bildiği iman ve Kur’an dâvâsından dönmeyen iman fedâileri, demokrasinin getirdiği hak ve hürriyetler döneminde daha fazla şevk ve gayretle çalışıp, bu Müslüman milletin hem dünya hem de âhiret saadetlerine hizmet etmeyi devam ettirdiler.

Nihayet 23 Mart 1960 tarihi gelmiş ve son Mehdiyet vazifesiyle muvazzaf olan Bediüzzaman Hazretleri, Süfyan Komitesinin bid’akâr rejiminin yaptığı manevi tahriplerini tamir etmekte kazandığı başarı ile, muzaffer bir manevi kumandan olarak Allah’ın rahmetine kavuşmuş, altı bin sayfayı aşkın Risale-i Nur tefsirlerini ve hizmet etme modelini talebelerine emanet etmişti.

Son müceddit olması hasebiyle, geçmiş mücedditlerin bütün vazife sahalarını da üstlenen ve böylece hem diyanet, hem siyaset, hem cihad, hem saltanat, hem daha pek çok dairelerle ilgili vazifelerinin ölçü ve düsturlarını beyan eden ve ondan Risale-i Nur mesleği diye ortaya çıkan bir hizmet metodunu da, merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey tasnif etmiş; Hizmet Rehberi ile Beyanat ve Tenvirler adındaki iki kitapta toplamıştı.

Ancak, içtimai imtihanlar arka arkaya geliyordu. Yapılan üç ayrı ihtilalin dalgaları iç bünyeye de çarpıyor ve müthiş sarsıntılar meydana getiriyordu. Nur Talebeleri imtihanlardan geçiyor ve bir kısmı eleniyordu. Elmaslar şişelerden, sıddık fedakâlar mütereddit sebatsızlardan ayrılıyordu. Bir kısım Nur Talebeleri ise, Risale-i Nur mesleğinin prensiplerini bir pusula gibi takip ediyor, ehl-i dalâlete boyun eğmeden ve dâvâsından taviz vermeden yollarına devam ediyorlardı.

Ortalığın güllük gülistanlık olduğu zamanlarda, diğer ehl-i iman tarafından korkaklıkla itham edilen bu fedakâr insanlar; ihlâs, sadâkat ve tesanüd sıfatlarına tam sahip olarak istikametli hizmeti esas alıp, her türlü hizmet imkânlarından yararlanarak, memleketi bir uçtan diğer uca seminerler, konferanslar, paneller, mevlitler ve anma toplantılarıyla ihya ediyor, ehl-i imanın üzerine çökertilmek istenen yılgınlık, korku ve ümitsizlik bulutlarını dağıtmaya ve sair hizmet gruplarına nokta-i istinat olmaya çalışıyorlardı. İşte onlar, Bediüzzaman Hazretlerinin istikamet fedâileridir. Onlara ne mutlu!

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 2