Bu milletin dünya ve âhiret saadeti için hayatını feda eden Bediüzzaman Hazretlerini, başka maksatlar güden devrin idarecileri onu mahkum etmek, hatta yok etmek istediler. Hep “Asâyişi ihlâl edebilir.”demişler. Fakat emniyeti bozan şu işleri yapmış diyememişler.
Bediüzzaman da “Her adam bir cinayet işlyebilir. Bu ihtimalle mahkum edilir mi? Her kibrit birçok evleri yakabilir. Bu yüzden kibritler imha edilir mi?”diyerek, onların suçlamalarını reddetmiştir.
Risale-i Nur hareketinin üzerinden bir asra yakın bir zaman geçti. Bu kadar uzun zaman içinde, Nur Talebelerinin hiç birisinden asâyiş ve emniyeti bozucu bir hareketi istihbarat ve adliyeler gösterebilir mi? Elbette gösteremez. Zira, iman hizmeti olan Nur Hareketi tahrip değil, tamir üzerine bina edilmiştir.
Bu vatanın hakiki vatanperverleri olan Nur Talebelerini, devletin aklı varsa taltif etmeleri gerekir. Çünkü, herkesin kalbine manevi bir yasakçı koyduklarından, emniyet ve asâyişe gönüllü olarak yardım ediyorlar. İnsanları suç işleyemez hale getirdiklerinden, suç işlenmeden tedbirini almış oluyorlar. Onları ve diğer müminleri potansiyel suçlu gibi görmek ve etkisiz hale getirmeye çalışmak, millete ve devlete bir fayda getirmez. Bir kısım suç işleyenler yüzünden, bütün dindarlar töhmet altında bırakılamaz. Suçu işleyene münhasır kılmak lâzımdır. Suçun şahsiliği bir prensibi, hukukun en temel kaidelerinden birisidir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)