Ölümsüzlük ülkesi olan âhiretin yolcusu olan insanlar, şu ölümlü dünyada Rahman olan Allah’ın sayılamayacak kadar çok nimetlerine mazhar olmaktadırlar. Yeryüzünü bir sofra yapan Cenab-ı Hak, onu insan nev’inin şerefine açmış ve nihayetsiz nimetlerini o sofrada sergilemiştir. O sofradan diğer canlı varlıklar da istifade eder. Allah’ın bu sayısız nimetlere karşılık insanlardan istediği şeyler ise, hamd ve muhabbet, şükür ve ibadettir. Bunlar, kâinatın yaratılış gayesi olduğu gibi, insanların da yaratılmasının neticesidir.
Cenab-ı Hak, Rahman ismiyle bu dünyada yarattığı bütün mahlukatına merhamet eder. Hiç bir canlıyı rızıksız bırakmaz. İnanan ve inanmayan, emir ve yasaklarına itaat eden ve etmeyen her insana rızkını verir. Ancak Rahim ismiyle âhiret diyarında yalnız müminlere merhametlidir. Kâfir ve münafıklara ise çok şiddetli bir azap ile muamele edecektir.
Kendi sevmesine mukabil, iman ve ibadetiyle sevmekle karşılık veren müminleri, âhiret yurdunda sonsuz nimet ve saadetlere mazhar kılacaktır. Bu hususta o kadar müjdeli ayetler vardır ki, insanı şevk ve cezbeye getirir. Meselâ; Bakara Suresinin 25. ayetinde mealen şöyle buyrulmaktadır: “İman eden ve iyi işler işleyenleri müjdele. Altlarından ırmaklar akan cennetler onlarındır. O cennetlerde rızık olarak bir meyve yediklerinde ‘Bu daha önce yediğimiz meyvelerdendir.’ derler. Rızıkları dünyadakine benzer şekilde kendilerine sunulur. Orada onlar için tertemiz kadınlar vardır. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.”
Yemek, içmek ve evlenmek, cennetin en büyük nimetleri sırasındadır. Bu dünyada mazhar olduğumuz nimetlerin asılları oradadır. Bundan başka, ne göz görmüş, ne kulak işitmiş ve ne de insan hayalinden geçmemiş olan nimetler de müminleri beklemektedir. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0