Bin dört yüz yıllık uzun bir maziye sahip olan  İslâm dininin, mensupları tarafından yaşanmasında genelde çok güzel bir fotoğraf görünmesine rağmen, muhtelif zaman dilimlerinde zaafa düşüldüğü de gözlemlenmektedir.

Böylesine kritik dönemlerin zuhur ettiği zamanlarda, hadis-i şeriflerle müjdelenen ve müceddit olarak tanımlanan asrın imamları, Kur’an-ı Kerim’in o asra bakan derslerini yeni bir yorumla ortaya koyarak, Müslümanlara taze bir heyecan ve bağlılık duygusu kazandırıp, İslâm dininin dosdoğru yaşanmasına vesile olmuşlardır. Bu vesileyle, İslâm dininin manevi sonbahar ve kışlarının yaşandığı o kritik dönemlerin geride kalması sağlanmış ve manevi baharların gelmesinin önü açılmıştır.

Bu mücedditler halkasının en sonuncusu olması itibariyle, âhirzaman müceddidi olma özelliği taşıyan ve telif ettiği Nur Risaleleriyle hem bu asrı, hem de gelen istikbali tenvir edip aydınlatmak nimetine mazhar olan Bediüzzaman Hazretleri; İslâm adına en dehşetli kara kışların hüküm sürdüğü ve devlet gücünün bir karabasan gibi toplum üzerine çöktüğü bir zamanda mânen tavzif edilmiş, ancak içinde bulunduğu atmosfer gereği her türlü eza, cefa ve işkencelere maruz bırakılmıştır.

Son iki asırdır ortaya çıkan, materyalist ve maneviyatı inkâr eden bir dalâlet cereyanı ile imanları zedelenen ve kalpleri yaralanan insanlığın, dünya ve âhiret saadetini yeniden kazanmasını kendine bir misyon kabul eden ve bu maksatla iman hakikatlerini çürütülmesi mümkün olmayan delillerle ispat ve izah eden Bediüzzaman “Bu memleket insanının kalp hastalığı zaaf-ı diyanettir, iman zayıflığıdır. Ancak, onu takviye ile sıhhat bulabilir.” tespitini yapmıştır. Bütün dinlere savaş açan ve Allah’ı inkâr fikrini bütün dünyaya aşılamaya çalışan, dinsiz bir felsefe yüzünden imanları zaafa uğrayan kitleleri, yeniden imanla tanıştırmayı ve tahkiki imanı genele ders vermeyi bu yüzden kendine bir esas kabul etmiştir. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)