Bediüzzaman Hazretleri, On Üçüncü Söz risalesinde ahiretin ikramiye bileti meselesini başka bir açıdan daha güzel bir tarzda ifade ediyor: “Meselâ; burada gözünüz önünde bir darağacı dikilmiş. Onun yanında bir piyango -fakat pek büyük bir ikramiye biletleri veren- dairesi var. Biz buradaki on kişi, alâküllihal, ister istemez, hiç başka çare yok, oraya davet edileceğiz; bizi çağıracaklar. Ve çağırma zamanı gizli olmasından, her dakika, ya “Gel, idam biletini al, darağacına çık!” veyahut “Gel, milyonlar altın kazandıran bir ikramiye bileti sana çıkmış; gel, al!” (Sözler s. 238) örneğini veriyor.
Önceki misalde piyangonun kumar ve haram olduğunu belirten Bediüzzaman, bu misalde ise, âhiret âlemindeki ebedi saadet ve cennetin, milyonlar altın kazandıran bir ikramiye olduğunu ifade ediyor. Her ikisinde de insanı bir şekilde mutlu eden ortak sevinci beyan eder. Ancak biri haram, diğeri ise helâldir.
Evet, cennet yapılan ibadetlerin ücreti değil, Allah’ın fazıl ve kereminden bir bahşiş ve ikramiyedir. Yalnız yapılan ibadetlere ücret gibi ihsan edilir. Gerçekte, yapılan ibadetler, geçmişte verilmiş ve sayılamayacak kadar çok olan nimetlerin bile karşılığı değildir. Nerede kaldı ki, cennet onların karşılığı olsun!
İnsan için cennet, ne olursa olsun bir garanti değildir. onun için Hazret-i Ömer (r.a.) cennetle müjdelenmiş olduğu halde “Bütün insanlar cennete, bir kişi cehenneme gidecek deseler, acaba o ben miyim? derim. Herkes cehenneme, bir kişi cennete gidecek deseler, yine o ben miyim? derim.” demiştir. Bu hakikate binaen insan “Allah’tan ibadetlerimin ücretini isterim “diyemez. “Fazlını ve keremini beklerim.” diyebilir.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)