İman ve İbadet

NAMAZDA TADİL-İ ERKÂN

Cenab-ı Hakka mânen ulaştıracak muhtelif hak tarikatlara bedel acz, fakr, şefkat ve tefekkür denilen dört esas üzerine bina edilmiş kısa yolu Kur’an’dan çıkaran Bediüzzaman, bu vesileyle âhirzamanın sabırsız ve aceleci insanlarına kolay ve çabuk hedefe ulaştıracak bir tarz ve usulü ortaya koydu.

Tarikattan ziyade hakikat ve şeriat olan ve Sahabe mesleğinin bu zamanda bir cilvesini içine alan Risale-i Nur mesleğinin, elbette kendine göre bir metodu ve uygulanması şart olan bir kısım bize yüklediği vazifeleri vardır. Sünnet-i Seniyeye uymak, farzları yerine getirmek, özellikle kebair denilen büyük günahları işlememek, bilhassa namazı tadil-i erkân ile kılmak ve namazın arkasındaki tesbihatı yapmak şeklinde tarifi yapılan, Nur mesleğinin evradı makamında olan bu esaslar, Nur Talebesi olduğunu kabul eden her ferdin ihmal edemeyeceği temel vazifelerindendir.

“Bu zamanda farzları yapan, kebireleri (büyük günahları)işlemeyen kurtulur”diyerek, geniş mânâsıyla Müslümanlara müjdeler veren Bediüzzaman’ın, talebelerini ise daha fazla takva dairesinde tutmaya çalıştığı açık bir gerçektir. Sünnet-i Seniyeyenin ihyası ile de vazifeli olan Bediüzzaman ve Nur Talebeleri, memleketimizde unutulmuş veya ihmale uğramış pek çok sünnetlerin hayatiyet kazanmalarına vesile olmuşlardır. Sarık, cübbe, misvak, gümüş ve akik yüzük, salâvat ve dualar ve daha pek çok sünnetlerin ihyasında, Nur Talebelerinin payı büyüktür. Fakat, yeni yetişen kuşakların biraz daha dikkatli olması lâzım geldiği de âşikârdır. Çünkü, bırakın sarık ve cübbeyi, hiç olmazsa takkesiz namaz kılınmamalıdır. Hazret-i Peygamber (asm) hayatında sadece bir defa başı açık namaz kıldığını, onu da mecburiyetten dolayı olduğunu duymuştum. “Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, her abdest alırken dişlerini misvaklamalarını emrederdim.”diyen Kâinatın Efendisinin (asm) bu beyanları kulaklarımızda çınlamalıdır.

Ta’dil-i erkâna riayetin vacip olduğu, terk edildiği zaman sehiv secdesi lâzım geldiği hepimizin malumudur. Rükünlerin hakkı verilmeden, huşu ve sükunetle kılınmayan, yasak savuşturmak kabilinden aceleyle kılınan namaz için, namaz hırsızlığı benzetmesi yapan Allah Resulünü (asm) can kulağıyla dinlemeliyiz. Risale-i Nurların okunmasının en mühim neticesi, kulluktaki ihlâs ve hassasiyettir. Yarım yamalak kılınan namaz, sahibine sevap noktasında çok şey kaybettireceği nazardan uzak tutulmamalıdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap