Hem İslâm âleminde hem de Hıristiyanlık dünyasında ortaya çıkan ve din gerçeğine karşı savaş açan dehşetli şahıslar ve komiteleri, kıyamet alâmetlerindendir.
Müslümanların deccal, Hıristiyanların antichrist dedikleri bu dehşetli şahıslar, din karşıtı ve din yıkıcısı olarak bilinmektedir. Bunlar için hadis-i şerifte “Birinci günü bir sene, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta dördüncü günü bir gündür.”denilmiştir.Teşbih ve benzetmeler suretinde anlatılan hadislerden olan bu hadisi, Bediüzzaman Hazretleri doğru yorumlarını yaparak, ehl-i imanın imanını muhafaza etmiştir. Kuzey kutbuna yakın bir gün, bir senedir. Yanı altı ay gece, altı ay gündüzdür. Bu tarafa geldikçe, yazın bir ay güneş batmaz. Biraz daha gelinse, bir hafta güneş batmaz, devamlı görünür. Demek büyük deccal, kuzey yarım kürenin, kuzey kutbuna yakın yerlerinde çıkacak ve oradan medeniyet dünyasına saldırıp bütün dinlere savaş açacak. İlk iktidar devresinde o kadar büyük tahribat yaparlar ki, üç yüz senede yapılamayacak icraatları yaparlar. Onların adına sürdürülen ikinci devresinde, otuz senede yapılması mümkün olmayan yıkımı gerçekleştirirler. Üçüncü iktidar döneminde, on senede yapılamayacak tahribatı yaparlar. Yine onların adına yürütülen dördüncü devresinde ise, basitleşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışırlar.
Aslında bunların hepsi gerçekleşti. 1917 Bolşevik İhtilâlinden sonra, Rusya’nın başına geçen Lenin, Stalin ve Troçki dönemlerinde çok büyük zulümler yapıldı. Toplu katliamlarla Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi ayırımı yapılmadan milyonlarca insan imha edildi. Yalnız Stalin döneminde on milyon insanın katledildiği söyleniyor. Camiler, kiliseler ve havralar yakıldı, yıkıldı. Din, bir afyon gibi gösterildi. Komünist materyalist felsefe, Allah’ı inkâr esasına dayandırıldı. Ahiretin bir uyutmaca ve aldatmaca olduğu söylendi. Din dersi namına bir şey bırakılmadı. İnananların ibadetine müdahale edildi.
Aynı tablo, İslâm âleminde de vukua geldi. Din hizmeti yapanlar ve dinini yaşamaya çalışanlar, ya dar ağaçlarında sallandırıldı yahut hapishanelere dolduruldu. İslâm tarihi boyunca emsali görülmeyen ve semavatı ağlattıracak zulümler yaşandı. Kur’ana karşı su-i kastlar yapıldı. Hazret-i Muhammed (asm) hakkında ağza alınmayacak hakaretler yapıldı. Kanun gücüyle, din aleyhinde çok büyük tahribatlara sebebiyet verildi.
“Her kemâlin bir zevali vardır.”kaidesiyle, 1925 den itibaren Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri tarafından başlatılan iman eksenli tamir mücadelesi, 1990 lı yıllardan bu yana, Bediüzzaman’ın tabiriyle “âşikâre ve galibâne” bir tarzda, onların yaptığı tahribatların tamiratı yapılıyor. Bu manevi mücadelede, er veya geç hak galip gelecek ve manevi zafer inananların olacaktır, inşaallah.
www.asyanur.info