Dünya genelinde, İslâm dinine hizmet etmek ve Allah’ın rızasını kazanmak için kurulmuş sayısız tarikat ve cemaatler vardır. Kur’an ve sünnete dayanan bütün teşekküllerin, kendine has usulleri ve meslekleri bulunur. Referansı…

“Ve enzele leküm minel en’ami semâniyete ezvac.” Bu ayeti çok güzel bir şekilde tefsir eden Bediüzzaman Hazretleri, şöyle bir açıklama yapıyor: “Sekiz nevi hayvanat-ı mübârekeyi size hazine-i rahmetinden, güya cennetten…

Geniş dairelerin câzibedâr olayları arasında çoğu zaman unuttuğumuz veya ihmal ettiğimiz ibretli tefekkür vazifemiz, müminler topluluğu olarak hayatımızın en vazgeçilmez parçasıdır. “Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır.”gibi…

Dağlar kuru birer direk olmanın ötesinde, içinde canlı varlıkların hayatına lâzım her türlü maddeleri barındıran hazineli direkler konumundadır. Dağlar demir, bakır, alüminyum, mağnezyum, manganez, volfram ve daha yüzlerce çeşit madenlere…

Sultan-ı Ezel ve Ebed olan Cenâb-ı Hakkın, kibriya ve azametine, kudret ve celâline aynalık yapan koca dağlar, dünya gemisini dengede tutan direkleridir. “Vel cibale evtada” ayet-i kerimesiyle, dağları direk yaptığını…

Allah’ın güzel isimleri bütün âleme tecelli ederken, bazen zıt tecelliler birbiri içine girer. Bunda dahi çok farklı güzellikler kendini gösterir. Bu hakikati ilginç bir tarzda anlatan Bediüzzaman, Mesnevi-i Nuriye eserinde…

Uçsuz bucaksız feza âlemindeki varlıkları, Esmâ-i Hüsnasına aynalar ve kudret ve kader kalemine sayfalar olmak için yaratan Cenâb-ı Hakkın, iki kısım olmak üzere hem celâlî hem de cemâlî isimleri vardır.…

Berzah denilen kabir âlemlerine göçtükten sonra, hayattaki gibi manevi tasarrufu devam eden dört büyük zât vardır. Bunlar; Abdülkadir-i Geylâni, Hayati-i Harrani, Mâruf-u Kerhi ve Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri. Manevi tasarruf…

Mücedditler silsilesinin son halkası ve çağımızda bir Asr-ı Saadet Müslümanı olan Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, geçmiş bütün mücedditlerin, müçtehit ve imamların vazife sahalarını tamamen üstlendiği için, başka birisinin gelmesine Allah’ın…

Ülke genelinde yaşayan milyonlarca vatandaşımızın etnik kökeni, mezhebi, mesleği ve meşrebi farklı olmasına rağmen; aynı vatanı, aynı dini paylaşmamızla top yekûn bir milleti oluşturmuşuz. Yönetim biçimi olarak da, bütün eksik…

İnsanlar tornadan çıkmış gibi tek bir fıtratta yaratılmadığından farklı meşrepler olmuş ve aynı mesleğin mensubu olduğu halde, değişik gruplaşmalar meydana gelmiştir. Nur hareketinde de, Risale-i Nur mesleğini farklı anlama ve…

Bin dört yüz senelik İslâm tarihinin belli bir döneminden sonra ortaya çıkan ve değişik isimlerle anılan  tarikatların günümüzde devamı olduğu gibi, cumhuriyetin ilânından sonra meydana gelen bir takım cemaatler de…

(Dünden devam-) Salı günü, Hasan Yılmaz ve Şendoğan kardeşlerin arabalarıyla Hollanda yollarındayız. Denhak’ta öğle namazını Mescid-i Aksa camisinde kıldık. Akif Kara Ağabeyin evinde akşam namazı ve çorbasından sonra Rotterdam’a geçtik.…

-Dünden devam- Çarşamba akşamı Wuppertal’dayız. Ronstof mahallinde Adalat kardeşin öncülük ettiği hizmet merkezi hem cami hem dershane vazifesi görüyor. Çok kalabalık bir cemaat vardı. Risalelerden yaptığımız dersin sonunda soru cevap…

(Not: Yurt dışı seyahat notlarımı 24 sene evvel Yeni Asya gazetesinde yazmıştım. Bu hatıraları zamanın unutulmuşluğuna terk etmemek için, dijital ortama aktararak gelecek nesillerin hafızalarına emanet etmek istedim. Bir nostalji…

1923 tarihinden itibaren Eski Said dönemini geride bırakarak, Yeni Said dönemine geçen Bediüzzaman, 1950 yılında çok partili siyasi hayata geçinceye kadar, siyaset âleminden bütünüyle alâkasız bir vaziyette yaşamış ve en…

Altı yüz yirmi dört sene gibi çok uzun bir ömre sahip olan Osmanlı Devleti, duraklama, gerileme ve Tanzimat’tan sonra hızla çöküşe doğru sürüklenmeye başlamıştı. Hilâfet merkezi olması hasebiyle, İslâm âlemi…

Risale-i Nur Külliyatı içinde Mektubat adındaki eserin, 28. Mektup Birinci meselesinin sonunda bir rüya tabiri olduğu görülür. Bediüzzaman bir talebesinin gördüğü rüyasının tabirini yaparken, rüyada görülen sarıklı bir gençten bahseder.…

İnsan fıtratında diğer insanlar tarafından bilinmek, tanınmak, alkışlanmak, beğenilmek ve adından bahsettirmek ve şan şeref kazanmak gibi, bir cihette psikolojik hastalık ve ruhi maraz olarak telâkki edilebilecek arzular ve süfli…

Âhirzamanda geleceği ve fitne ateşlerini söndüreceği müjdelenen son müceddid, hem diyanet hem siyaset hem cihad hem saltanat gibi pek çok dairelerde vazifeli olduğu için, Mehdi Âl-i Resul ünvanıyla, ümmetin dalâlet…

Hazret-i Âdem (as) ile başlayan peygamberlik silsilesi, son peygamber olan Hazret-i Muhammed (asm) ile son bulmuştur. Zira, her başlangıcın bir sonu vardır. Hem de sonda gelen en kemâl mertebededir. Kendinden…

Kıyamet alâmetlerinden biri olan Büyük Mehdi’nin çıkması çok önemli bir hadisedir. İslâm dinini tahrip etmek için bütün gücüyle çalışan Süfyan komitesinin büyük yıkımlarını, ancak her cihetle vazifeli olan büyük bir…

Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde istikbalde gelecek olaylar ve önemli şahıslar, imtihan sırrı gereği müphem ve muğlak bırakıldığı gibi, Risale-i Nur Külliyatında da buna benzer bir takım meseleler yine aynı…

Tarih boyunca milletlerin, cemiyetlerin, tarikat ve cemaatlerin birlik ve beraberliği en önemli meselesi olmuş, bazen bu konuda başarılı, bazen başarısız kalınmıştır. Özellikle ehl-i imanın birlik ve beraberliği muvaffakiyetin ön şartı…

2. Meşrutiyetin ilânından sonra kurulan partiler içerisinde birisi de, Osmanlı Ahrariye Fırkasıydı. Hürriyetçi bir partiydi. Fikir ve ifade hürriyeti başta olarak, teşebbüs-ü şahsi ve diğer hürriyetleri savunuyordu. 1907 ile 1911…

Tek parti döneminde devlet gücünü bütünüyle ele geçiren Halk Partisi, Terakkiperver Cumhuriyet ve Serbest Fırkalarını milletin aşırı teveccühünden dolayı kısa zamanda kapatarak meydanı tamamen kendilerine boş bıraktı. Kat’iyen kendilerine rakip…

İkinci Meşrutiyetin ilânıyla birlikte çok partili siyasi hayat, sistemin gereği olarak vücuda geldi. O dönemin en bilinen partileri İttihat ve Terakki, Hürriyet ve İtilaf ve Osmanlı Ahrariye Fırkaları idi. İttihat…

İslâm dini, hem şahsî hem de toplum hayatının temeli, esası, ruhu ve hayatı hükmündedir. O olmadan yaşanan bir hayat, insanları yaşayan ölülerden farksız yapar. Çünkü, sonu hiçlik ve yoklukla biten…

İman-inkâr ve hidayet-dalâlet mücadelesi, Âdem (as) zamanından beri gelip, kıyamete kadar da sürüp gidecektir. Her iki cephenin mensupları hiç bir zaman eksik olmayacaktır. Bununla birlikte, tarihin şahitliğiyle ve Kur’ân’ın hükmüyle…

“Bu yaz mevsimi gaflet zamanı ve derd-i maişet meşgalesi hengâmı olmasından, zevkli ve neşeli olan kış derslerine bir fütur gelir.” Bediüzzaman’ın önemli bir tespiti olan bu ifadeler, hakikatte bir ikazdır…