Hukukun üstünlüğüne dayanan kanun hâkimiyetinin en önemli unsurlarından birisi eşitliktir. Eğer hukuk önünde eşitlik kaidesi işletilmiyor ve şahıslara göre farklı uygulama yapılıyorsa, orada bir arıza var demektir. Maalesef bu gün…

Tarih boyunca sürüp gelen ve hâlâ çeşitli şekillerde özelliğini devam ettiren istibdat, baskı ve diktatörlük rejimleri, hukukun üstünlüğüne ve temel hak ve hürriyetlere dayanmadığı için, öyle rejimlerde kanun hâkimiyeti olmaz.…

Değişik milletlerin tarihlerinde destan, efsane veya mitoloji diye isimlendirilen olaylar vardır. Normal şartların dışında geliştiği farz edilen ve nesilden nesile intikal ettikçe insanların hayallerinde büyüyen ve cüz’i bir hakikati de…

Ehl-i dünya tarafından haksız olarak ve zulmen Isparta’nın bir köyü olan Barla’ya sürgün olarak gönderilen Bediüzzaman, o mahrumiyet bölgesinde unutulsun, ölsün gitsin diye sürgün edilmişti. Fakat, Rahmet-i İlâhi ona kapılarını…

“Yüzer milyon kahraman başların feda oldukları kudsî bir hakikate, başımız dahi feda olsun.”diyerek zalimlerin zulmüne kahramanca mukabele eden ve “Zalimler için yaşasın cehennem!”parolasıyla ehl-i dalâlete boyun eğmeyen ve hak bildiği…

2. Meşrutiyetin ilânı öncesi ve sonrasında Tanin, İkdam ve Volkan gibi gazetelerde, değişen ve gelişen sosyal hayatın problemlerine Kur’an eczanesinden reçeteler sunan Bediüzzaman, mü’minlerin nâşir-i efkarının bütün dînî kitaplarla beraber,…

Bediüzzaman’ın asrın başında ilgilendiği ve bir kısmında makaleler yazdığı basın dünyasında, o günlerden bu günlere, piyasaya sürülen yüzlerce gazete oldu. Kimisi tutunamayıp çok kısa bir zamanda basın mezarlığına gömüldüğü gibi,…

Mutezile, Cebriye, Müncie, Mürcie, Mücessime, Râfizilik, Haricilik ve Vehhabilik gibi, daha nice Ehl-i Sünnet dışında kalan bâtıl inanç ve hurafe fikirler vardır ki; İslâm güneşinin tutulmasına ve ışığını âleme yaymasına…

“Yahudiler yetmiş bir. Hristiyanlar yetmiş iki fırkaya ayrıldılar. Benim ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacak ve yalnız biri kurtulacak.”diye istikbalden haber veren ve gaybı gören nazarıyla Asr-ı Saadetten kıyamete kadar…

(Dünden devam) Osmanlı Evi’nin karşısındaki Muradiye’de ise, Fatih’in annesi, babası, eşi, kardeşi Cem Sultan ve daha niceleri medfundu. Bir zamanlar dünyaya sığmayan o cihangir insanlar, küçücük mekânlara sığmışlardı. Ne kadar…

1984 yılından beri memleketi kana bulayan, kundaktaki bebeklerden doksanlık ihtiyarlara kadar gözünü kırpmadan öldüren, hatta toplu katliamlar yaparak kitleleri imha etmeye çalışan, güvenlik ve silahlı kuvvetlerimizden binlerce insanımızın şehit edilmesine…

İmam Azam Ebu Hanifeye göre, bir dâr-ül İslâmın dâül harbe inkılap etmesi için üç şartın bir arada gerçekleşmesi lazımdır: 1- O ülkenin dâr-ül harbe bitişik olması. 2- İşgal altındaki ülkede…

Asırlarca âlem-i islâma hilafet merkezliği yapan Müslüman Türkiye’nin, içinde yaşayıp bir çok demokratik hak ve hürriyetlerinden istifade ettiği halde; ülkesini “Dâr-ül harb” sayan bir kısım radikal ve fanatik gruplara ve…

Genel anlamda milliyet kavramını İslâmiyet ve din olarak yorumlayan ve ondan ayrı düşünmeyen Bediüzzaman, farklı anlamlara da açıklık getirmiştir. “Milliyetimizi yalnız İslâmiyet biliyorum. Onun için her şeyi de İslâmiyet nokta-i…

Farklı ırk ve kavimlerden meydana gelen Osmanlı Devletinin çözülme sürecine girdiği bir sırada, mevcut dağılmayı önlemek maksadıyla bazı fikrî tedbirler düşünülmüş ve birbirine alternatif görüşler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Osmanlıcılık,…

1. Cihan savaşında mağlup sayılarak parçalanan Osmanlı Devletinin bıraktığı topraklar üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, öteden beri devam eden Türkçülük fikirlerinin etkisinde kalan devlet adamlarının tercihiyle, Türk milliyetçiliği üzerine kurulmuş,…

Himalaya Dağlarının arkasındaki geniş ovaların, yaylaların ve Orta Asya bozkırlarının cengaver ve savaşçı milletleri olan Türkler, şamanist bir toplumdu. Yer tanrısı ve gök tanrısı diye iki tanrılı beşerî bir dine…

Bediüzzaman, yeni rejimin İslâm’a darbe vuran icraatlarına yandaş olmadığı, yardım etmediği ve rejimin kurucusuna  Kur’an’a zarar veren adam hüviyetiyle dost olmadığı gerekçesiyle, fakat başka sebepler bahane edilerek yirmi sekiz sene…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken, özellikle 1.Meclisin teşkilinde toplumun bütün dengeleri dikkate alınmış; Mevlevi ve Nakşi şeyhlerinden, millet nezdinde itibarlı ve nüfuzlu ileri gelen hocalara kadar her kesimin desteği alınmıştı. İstiklal…

Çağdaşlık, Müslümanlığa ters düşen bir durum değildir. Sanayide, teknolojide, ilimde, fende ve sair müspet cihetlerde Müslümanlar çağdaş olmak, hatta bu konularda ecnebileri geçmek durumundadır. Yoksa çağdaşlık sadece sinema, dans, tiyatro,…

Türkiye Cumhuriyetini lâik bir sisteme döndürenlerin, demokrasiye geçildiği 1950 yılına kadar, lâiklik adına dine ve dindarlara uygulanan şiddetli baskı ve zulümler yüzünden, lâikliğe karşı soğuk davranan dindarlar onu dinsizlik olarak…

Bin yıldır İslâm’ın bayraktarlığını yapan ve Kur’an’ın elinde elmas bir kılıç olan asil bir milletin evlat ve torunlarının mekân tuttuğu Anadolu toprakları, camileri ve türbeleri, minareleri ve kubbeleriyle elbette Müslüman…

26 Ağustos 1071 tarihinde bir Cuma günü, Anadolu kapılarını Müslüman Türklere açan Selçuklu sultanı Alpaslan, bu vatan topraklarının bin yıldır Müslümanlara mekân olmasını sağlamış ve bu mutlu tablonun kıyamete kadar…

Hazret-i Muhammed (asm) hem dünya hem âhiretin ve iki cihanın sultanı olduğundan ve icra ve tatbik mevkiinde bulunduğundan, ona indirilen  Kur’an’da iman, ibadet, âhiret, ahlâk ve faziletin yanında, muamelat ve…

Batı toplumlarında üç yüz yıl süren dahili mezhep savaşları yüzünden ortaya çıkan ve uygulamaya konulan lâiklik, kendi mantığı içinde doğru ve Hristiyanlık dinini incitmeyen ve onu inkâr anlamına gelmeyen ve…

Asrımızda dinsizliği temsil eden büyük deccal komünizmin, hür dünyayı tehdit etmesini durduran ve askeri cenahta gerçekleşen İslâm-Hristiyan ittifakı “NATO”ile gerçekleşti. Ve nihayet 1991 yılında Sovyetler Birliğinin çökmesi ve komünizmin ölmesiyle…

Din ve kültür farklılığından kaynaklanan bir düşmanlıkla, teşkil ettikleri haçlı ordularıyla İslâm âlemine hücum eden, fakat Kılıçaslan ve Selahattin-i Eyyubî ve emsali Müslüman kumandanlarla her seferinde püskürtülen ve bozguna uğratılan…

Asr-ı Saadetteki uygulamalar açısından bakıldığı zaman; adaleti ve eşitliği, temel insan hak ve hürriyetlerini, kul hakkını, emanetlerin ehline verilmesini, kanunlar çerçevesinde ceza vermekten başka herkesin meşru hareketlerinde serbest olmasını, ne…

Bu gün itibariyle dünya genelinde iki yüze yakın devlet bulunmaktadır. İrili ufaklı olan bu devletlerin sınırları, bayrakları, paraları , hatta dinleri ve dilleri birbirinden farklıdır. Asırlar süren  arayışlar, denemeler ve…